- Kategori
- Sinema
Kemal Sunal(11 Kasım 1944-3 Temmuz 2000)
Kemal Sunal
Türk sinemasının "İnek Şaban" tiplemesiyle izleyicilerin gönlünde taht kuran Kemal Sunal 1944 yılında İstanbul'da doğmuştur. Aslen Malatyalıdır. Parlak bir öğrencilik dönemi geçirmeyen Kemal Sunal, Müjdat Gezen, Uğur Dündar gibi ünlülerin de mezun olduğu Vefa Lisesi'nden mezun olmuştur. Sanat hayatı tiyatro ile başlamıştır. Beyazperdede ilk olarak Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim filmi ile tanışmıştır. Bu filmde yan rollerden birinde izlediğimiz Kemal Sunal, izleyeciler için sadece yan rolde kalmamıştı. Gerek hareketleri, gerekse konuşmasıyla izleyici daha ilk filmden yeni gördükleri bu adama alışmıştı bile. Kemal Sunal, anılarında Tatlı Dillim bir filmini bir sinema salonuna giderek izlediğini ve seyircinin tepkisi üzerine bu işte yol katedeceğini farkettiğini belirtmişti. İlk bir kaç filminde yan rollerde gördüğümüz Kemal Sunal, ilk başrolünü 1974 yılındaki Salako ile almıştır. Aynı yıl içinde sanat hayatındaki karakterleri de şekillendirecek olan Hababm Sınıfı serisinde rol aldı. Ve artık o Türk Sinemasının İnek Şabanıydı. Birçok sinemasever tarafından hala Türkiye'nin en iyi komedyeni olarak kabul edilmektedir. Oynadığı birçok filmde güldürürken de düşündürdü. 1980'li yıllarla beraber mesaj veren filmlerde görüyoruz Kemal Sunal'ı. Birçok filminde Halit Akçatepe ile birlikte rol almış, Türk Sinemasının en uyumlu çiftlerinden birini oluşturmuşlardır. Filmlerinde çoğu zaman ezilen ama sonunda kendi yöntemleriyle hakkını alabilen karakterler olarak karşımıza çıktı. Genelde onunla beraber gülmeye alışık olan Türk Halkı zaman zaman onunla hüzünlenmesini de bilmiştir. Aslında herkes O'nda kendinden bir şeyler bulmuştu. Çevirdiği filmlerde kimi zaman halkı kazıklayan manavı denetleyen bekçi olarak, kimi zaman da iyiliğinin karşılığında hep zor durumlarda kalan Meraklı Köfteci Zühtü olarak çıktı karşımıza.
Dünya sinemasında Charlie Chaplin ne anlama geliyorsa, Türk Sinemasında Kemal Sunal aynı anlama gelmekteydi. Filmlerinde ağırlıklı olarak kara mizah denilen yani güldürürken düşündüren, sistemin çarpıklıklarını yansıtan kahramanlarla çıktı karşımıza.
1990'lı yıllarda özel televizyon kanallarıyla beraber, televizyonlarda Kemal Sunal furyası başlamış oldu. Filmleri kanallarda ardı ardına çıkıyor, adeta birbirleriyle yarışıyordu. Bu yıllarda kimi kesim tarafından filmlerindeki argo kelimler yüzünden hak etmediği şekilde eleştiri aldı. Bu kesim Kemal Sunal filmlerinin çocukların ahlak yapısını bozduğunu ileri sürüyor, Kemal Sunal da bu eleştirilerden nasibini alıyordu. Özellikle bugünlerde seviyesiz magazin programlarının mantar gibi çoğalması göz önüne alınırsa, yapılan eleştirilerin ne kadar da yersiz olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Kemal Sunal aynı zamanda bazı kesimler tarafından da cimrilikle suçlanıyordu. Hatta Varyemez filminde Ragıp Elibol karakteriyle kendi hayatından kesitler sunduğu iddia ediliyordu. Bu iddiaları çıkaranlar, çok sonraları Kemal Sunal'ın öğrencilere okul yardımı yaptığını öğrendiklerinde acaba ne düşündüler çok merak ediyorum?
3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka filminin çekimleri için Trabzon'a gidecekken bindiği uçakta geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Zeki Alasya, bir anısında Kemal Sunal'ın fobileri olduğunu, bir filmde elli santimetreyi aşmayan bir suya bile girmekte ne kadar zorlandığını belirtmişti. Kalp krizini de uçak fobisi tetiklemişti.
Kemal Sunal'ın ansızın ölümü tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Kemal Sunal, gönlü zengin, yaptığı iyilikleri kamera karşısında bir şova dönüştürmeyen gerçek bir sanatçıydı. Mutlu evliliğinde Ali Sunal ve Ezo Sunal olmak üzere iki çocuğu olmuştur. Sahip olduğu populariteyi kullanarak ailesini hiç bir zaman için medya malzemesi yaptırmamıştır. Çocuklarına aşılamış olduğu ahlak ve terbiyeyi, hala bugün bile hissedebilmekteyiz. Halk O'na olan sevgisini cenazesinde gösterdi. Bu türden bir cenaze her sanatçıya nasip olmayacak cinstendi.
Yarım bıraktığı üniversite öğrenimini 1995 yılında tamamlamış. Yüksek lisans tezi olarak da kendi filmlerinin bir nevi araştırmasını yapmıştı.
Türk Sinemasının yeri çok zor doldurulacak bu büyük sanatçısına hak ettiği değeri Türk Halkı O'na olan sevgisiyle çoktan verdi bile.