- Kategori
- Deneme
Kemancı
Kemancı, tüm gücüyle titretiyordu kemanın tellerini.
Kemancı, çingene. Güzel bir çingene. Yaşını tahmin etmeye çalışıyorum, kırk beş elli arası olmalı. Masalar arasında dolaşıp müşterilerin isteklerini çalıyor. Yanında bir klarnetçi ve darbukacı ile birlikte. Benim gözüm kemancıda. Çalarken öyle bir kendinden geçişi var ki, görülmeye değer. Grubun solisti aynı zamanda. Sesi şahane değil, ama idare eder. Söylerken şarkıya kattığı duygu, verdiği ruh yetip de artıyor.
Müşteriler el çırpıp, gerdan kırıp eşlik ediyorlar. İstedikleri şarkı bitince bir onluk çıkartıp kemancının eline tutuşturuyorlar. Bazı masada bir, bazı masada üç şarkı söyleyen kemancımız ne verirlerse memnuniyetle alıyor cebine atıyor. Aynı şarkıyı istek üzerine defalarca söylemek zorunda kalabiliyor. Ama idmanlı, bana mısın demeden ilk kez söylüyormuş gibi heyecanlı.
Gözleri iri ve meraklı, cüssesi orta, hafiften göbeği var, saçları kuzguni siyah, yüzü toparlak.
Masasına gittiği her müşteri neşeyle coşuyor. Yemeği bırakıp kemancının çalışına bırakıyor kendini.
Her gece aynı mekanda, aynı şarkıları çalıp söylüyor muhakkak ki.
Merak ediyorum, 'gözleri aşka gülen taze bahar gibi' olan bu adam, kendini de eğlendirebiliyor mu?