Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '14

 
Kategori
Siyaset
 

Kendi ırkına ihanet edenin sonu!

Kendi ırkına ihanet edenin sonu!
 

TÜRKİYE-KÜRDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ!


"Tarihsel süreç içersinde gerek Osmanlı Devletinin gerekse devamında oluşan Türkiye Cumhuriyetinin Kürt coğrafyasında yaşayan Kürtlere ve birlikte yaşadıkları diğer azınlıklara bakış açısı ve siyasi tutumu herkesçe bilinen bir gerçekliktir. Bu siyasi tutum çerçevesinde Kürtlere ve diğer azınlıklara yapılan baskılar, işkenceler imha ve asimilasyon politikaları aşikârdır....
 
Yüzyıllarca yapılan baskı ve asimilasyon sonucunda Kürt halkı gerçek bir Travma geçirmiş olup bu toplumsal Travmanın atlatılabilmesi için köklü gerçekçi bir yenileme sürecine girmek gerekmektedir. Bu yenileme başta siyasi  olarak Kürtlerin re edilmesiyle gerçekleşeceği gibi bunun akabindeki ekonomik ve sos yo kültürel yenileme hareketleriyle hak ettiği tarihsel gerçekliğe kavuşacaktır.
 
Bununda ilk ve en önemli yolu partimizindi en temel hedefini oluşturan Kürt Ulusunun özgür iradesinin siyasi tezahürüdür. Bu siyasal olarak FEDERASYON ve akabinde BAĞIMSIZLIKLA mümkündür..."
 
(Yazım hataları alıntı yaptığım metne aittir. Hiç bir değişiklik yapılmamış tıpkıyazımdır.)
 
Yukarıdaki metni illegal bir yayından almadım. Resmi bir kurumun sitesinden aldım. Hadi sizi daha fazla meraklandırmayayım, yazıyı aldığım kurum:
 
T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI.
 
Metni; Türkiye-Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP) tüzüğünün 'Partinin Amacı' başlıklı 3. maddesinden alıntıladım.
 
(http://www.yargitaycb.gov.tr/Partiler/kimlik/tkdp.pdf)
 
Bu partinin kuruluşuna önce İçişleri Bakanlığı'nca izin verilmiş. Ruhunuz duydu mu? Büyük bir ihtimalle siz o sıralar, 'Bize darbe yapıldı, inlerine gireceğiz, ben yapmadım o yaptı...' masalları dinliyordunuz.
 
İktidarın Valisi terörist başına övgü düzer, sesini çıkarmazsan.
 
Düne kadar (ve halen) PKK'nın hamisi olan Barzani'yi, 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganıyla karşılarsın ve kendisinin muzaffer Selahattin edasıyla bir oldu bittiyle Türk yurdu Kerkük'e girmesini seyreder ve hatta alkışlarsan,
 
Kerkük'teki Türkmen kardeşlerimi Barzani'ye muhtaç edilmesini umursamazsan (hani TIR'lar dolusu silahlar Türkmenlere gidiyordu!),
 
İktidarın Bakanı, üstümüze vazifeymiş gibi, Kürdistan'ın kuruluşunu müjdeler ve kardeş ilan eder,
 
Şimdi de, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı T-KDP'nin kurulmasını onaylar, doğal olarak.
 
Tüzüğünde amacının, 'bağımsızlık' olduğunu yazan partinin tüzüğünü de Anayasa'ya uygun bulup kendi sitesinde yayınlar. Bu arada hükümet kendini yasal olarak kurtaracak bir dizi yasa çıkarmaya çalışıyormuş. Yasa yetmez bilesiniz, Evren Paşa Anayasa yapmıştı, hatırlatırım.
 
Böylece T-KDP resmen kurulmuş oldu. Yanda gördüğünüz parti amblemini, Ermenilerin Ağrı Dağı özlemine ve kullanılan renkleri PKK paçavrasındaki renklere benzeten münafıklar çıkacaktır. Sakın onlara kanmayasın muhterem kardeşim.
 
Yazılarımı sürekli okuyan ve genelde aynı düşüncede olduğum dostlarım, sizler zaten bu gelişmeleri takip edip üzülmüşsünüzdür.
 
Mesajımın asıl hedefi olan ve tüm bu gelişmelerden haberi bile olmayan sevgili vatandaşım, Sen; bu yazıyı büyük bir ihtimalle okumayacaksın çünkü, istisnasız tüm TV'lerdeki naklen yayını izliyor olacaksın:
 
Türk Bayrakları ile süslü büyük bir salon, büyük çoğunluğu kravat takmış (çok medeniler ya) erkek milleti ve aralarına süs olsun diye serpiştirilmiş başı e-hanım modeli bağlı bayan grubunun, hıçkırıklarla ağlayarak Büyük Usta'nın Başkan adaylığını kutlamasını.
 
Cumhuriyet Başsavcısının bağımsızlık hedefiyle yola çıkan bir partiye onay vermesini kim takar? Sakın sormayın o zaman biz niye PKK ile mücadele ettik diye, susun bakayım Ustanız konuşuyor, o'nu dinleyin.
 
Biat edin.  
 
Usta anlatacak sen dinleyeceksin, boynun eğik. Arınç ağlayacak, Emine hanım ağlayacak, anam ağlayacak, ülkem ağlayacak, Usta anlatacak!
 
Bu arada içinde bir sıcaklık ve mutluluk hissedeceksin. İzmir'in sıcağında ve 17 saat oruç tuttuktan sonra soğuk suya ve sigaraya kavuşmuş gibi bir duygu yayılacak tüm vücuduna...
 
Fakat içinde hissettiğin sıcaklık var ya, işte o mutluluktan değil kardeşim, o etinden et koparılmasındandır. Kürtlerin girdiği Travmanın! sana yaptığı hazımsızlıktır. Hissedene!
 
 
 
Ramazan ayı adettendir, yazıyı bir kıssa ile bitirelim:
 
Bir gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken, keklik satılan bir tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.
 
Yavuz Sultan Selim sorar:
 
-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?
 
Satıcı:
 
-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar, onun için pahallıdır.
 
Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir, ve:
 
-Ver o kekliği bana! der.
 
Herkes şaşkınlık içinde ne yapacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:
 
-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!
 
Sağlıkla ve serinlikle.
 
İZMİR, 30 Haziran 2014. 
 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..