Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kendi ülkesindeki "Bir, iki, üç, dört..." ama...

Kendi ülkesindeki "Bir, iki, üç, dört..." ama...
 

Bazen hangi ülkede yaşadığımı, başbakanımın kim olduğunu karıştırıyor ve internette Google girip "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı" diye arama yaptığım oluyor. Ama her seferinde "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan" çıkınca da kafam karışıyor birader...
 
Bakın neden...
 
Başbakan, kafayı Suriye ile Mısır'a taktı... Orda bir hadise oldu da insanlar öldü mü, muhtemelen  başdanışmanı hemen kağıda kaleme sarılıyor ve başlıyor saydırmaya: “Türkiye’de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor. Tweetler, Facebooklarla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar. Ama, öbür tarafta şu ana kadar Mısır’da 300 kişi ölüyor. Bunların 53 tanesi namaz kılarken ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor. Dünya sessiz! Niye konuşmuyorsunuz? Hadi bunun karşısında da konuşun. İkircikli olmanın anlamı yok. Burada konuşmayacaksanız da nerede konuşacaksınız? İşte bizim feryadımız bunadır, bu haksızlığadır.”
 
Hadi diyelim ki bu tepkin doğru da, şu“Türkiye’de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor.cümlesini biraz açsak...
 
Ölenler şimdi niye öldü? Onlar insan ve Müslüman mı değillerdi?
 
Bunu da geçtik...
 
Dünyanın saygı duyduğu Şeyh Muhammed Ramazan El Buti’nin, Şam'da İman Camisi’ndeki ibadet sırasında bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden ve onunla birlikte 42 kişinin ölmesi, 84 kişinin de yaralanmasına aynı tepkiyi niye göstermiyorsun?
 
Nedeni, Müslümanlığa sığmayacak kadar acı. Çünkü Şeyh Buti, başbakanla aynı düşünce içerisinde değil ve Beşar Esad'ı destekliyor...
 
Şeyh Buti, Şam Üniversitesi Şeriye Akademisi Dekanlığı ve Fıkıh Bölümü Başkanlığı’nın yanısıra, Levant Alimler Birliği Başkanlığı ve Oxford Akademisi Yüksek Konseyi Üyesi... 
 
Kırk kitabı olan bu büyük din bilginini, Esad rejimini desteklediği için El Kaide hedef seçiyor ve öldürülüyor. Tabi yanında hiç bir günahı olmayan ve sadece ibadet için o camide bulunanlarla birlikte...
 
İnsanlar arasındaki şiddetin her türlüsüne karşıyım.
 
Ama...
 
İnsanların düşüncelerini, hür olarak açıklamalarından ve yaymalarından yanayım. Diğer yandan "Taraf" mıyım, evet tarafım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden yana, Atatürk ilkelerine bağlı, bağımsız ve özgür devletimden yana, laik, sosyal, demokratik hukuk devletinden yana tarafım. 
 
Peki ya benim ülkemde hiç bir günahı iken ölenlere... Onlara daha çok üzülür, tepki gösteririm.
 
Olaya bu penceren baktığımda da Mısır'daki olaylara başbakan gibi bakıp, onun gibi değerlendiremiyorum. Çünkü benim önceliğim ülkem ve milletim...
 
Somali'deki inanlara "İnsani" yardım yaparken, polisim öldürülüyorsa, Suriye'ye insani yardım yaparken, sınırlarımdaki askerlerime 1000 kişilik gruplarla saldırılıyorsa ve ayrıca o taraftan gelen mermi ve bombalarla insanlarım ölüyorsa...
 
Bu kez siz kusura bakmayın Sayın Başbakan...
 
Uludere'deki 34 kişinin ölümünden haberiniz yokken... Sizin, sınırlarımız dışındaki olaylarla ilgili sözlerinizi de samimi bulmuyorum.
 
01 AĞUSTOS 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..