Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '06

 
Kategori
Felsefe
 

Kendim için yaşamak!

Kendim için yaşamak!
 

Niçin varım? Kim için varım? Ve nereye kadar varım? Cevapları ne kadar zor değil mi? Ya da bana mı zor? Bazen işi gücü bırakıp bu soruları düşünüyorum. Özellikle yağmur yağarken oturuyorum pencerenin önüne. Kahvemi alıyorum elime. Başlıyorum düşünmeye. Ben kimim? Cevapları sıralanıyor bir bir. Ben Zerrin'im. Bu en kolay cevap tabi. Sonrası, bir kadınım. Bir eş ve anneyim. Anne babamın evladıyım. Ablayım. Kimi akrabalarımın yeğeni, kimilerinin kuzeni, kimilerinin yengesiyim. Kimilerinin arkadaşı, kimilerinin en yakın dostu, sırdaşıyım. Dahası ben insanım!.

Buraya kadar tamam. Ya bundan sonrası? İşte beni en çok düşündüren de bunlar... Niçin varım? Bi şekilde doğduk yaşıyoruz. Bunu biz istemedik. Biz seçmedik. Nefes alıyoruz, besleniyoruz, soluyoruz ve dolayısıyla yaşıyoruz. Ya işin maneviyat kısmı?

Çocukluğumda, anne-babamın bir dediğini iki etmedim. Öğrenci iken öğretmenimin sözünden çıkmadım. Her zaman kurallara uydum. Yetişkin oldum, gençkızlık dönemimde ailemi üzecek, yüzlerini kızartacak herhangi bir davranışta bulunmadım. Evlendim. Anne oldum. Doğduğum günden bu yana anne-babam, eşim-dostum, konu-komşum için yaşadım. 15 yıldır aynı yastığa baş koyduğum kocam için, çocuklarım için yaşadım ve yaşıyorum. Yaş oldu 36. Peki kendim için yaşadım mı? HAYIR. Yaşayabilecek miyim? HAYIR, HAYIR, HAYIR...

Neden sizce? Siz değil ama ben cevaplarını sanırım artık biliyorum. Yaşamadım çünkü; kendimi hiç düşünmedim, bencil olamadım. Yaşamadım çünkü; felsefem hep önce de canan sonra da canan oldu. Can hiç olmadı, olamadı. Karakterime ters çünkü. Hep, başkaları kırılmasın, üzülmesin, darılmasın, benim için kötü söylenmesin diye. Ne oldu peki? Belki başkalarını mutlu eden ben vardım -ki bundan sonra da böyle olmaya devam edecek- ama ben mutlu muydum? Aslında mutluydum, evet. Başkalarının mutlu olduğunu bilmek beni hep pozitif etkiledi ama artık yorgunum. Sorumluluklarım ağır geliyor. Herşeyi bir kenara koyup kendimle başbaşa kalmak istiyorum. Başkaları için değil, kendim için yaşamak istiyorum. İstediklerimi, yapamadıklarımı, içimde kalan ukteleri yapabilmek istiyorum. Yağmurun altında yalınayak saatlerce yürüyerek ıslanmak istiyorum. Kendi başıma seyahat etmek istiyorum. İstediğimde yalnız kalmak, istediğimde kalabalığa karışıp oynayıp coşmak istiyorum. Ben artık ben olmak istiyorum. Kendim için olmak, kendim için yaşamak.

Ve biliyorum ki, Can Yücel'in son satırlarında dediği "YAŞADIM ULAN DİBİNE KADAR" diyemeden göçeceğim.

Artık çok geç değil mi?

 
Toplam blog
: 25
: 3061
Kayıt tarihi
: 02.11.06
 
 

Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. İkinci üniversite kapsamında İstanbul Üniversit..