- Kategori
- Anne-Babalar
Kendimizi sorgulayalım
Hepimizin geleceğe dair kaygıları vardır. Bu kaygılar, ta çocukluk çağlarında başlar ve ömrümüzün her alanında bizi etkisi altına alır. Bu zaman zarfında sürekli, başarılı olmak, düzenli bir hayat kurmak, kısaca geleceğe güvenle bakabilmek için var gücümüzle çalışırız. Hepimiz biliriz ki geleceğimizin tek güvencesi çocuklardır. Geleceğimiz, çocuklarımızı iyi eğitirsek iyi, kötü eğitirsek kötü olur.
Bazı gözlemlerden yola çıkarak, çoğu anne-babanın çocuklarını eğitirken birçok yanlış yaptığına tanık oldum. Ama sadece bir tanesini ve en belirginini ele almak istiyorum:
Çocukların her istediğini yapmak.
Çoğu anne-baba, doğalarında bulunan vicdan duygularından olsa gerek, çocuklarının her istediklerini yapmaya çalışıyorlar. Bana göre bu davranış, çocukların hayattaki zorluklara hazırlanışlarındaki en büyük engel. 0-6 yaş eğitimine önem veren bir insan olarak, bu davranışın, çocuğun ileriki yıllarında, zorluklarla karşılaştığı zaman, hayal kırıklığına uğrama ihtimalini arttırdığını düşünüyorum.
Elbette ki anne-babalar çocuğun birçok isteğini yapmaya çalışmalı. Burada yanlış anlaşılmak beni üzer.
Benim demek istediğim şudur; çocuğun hangi isteğinin yapılıp, hangi isteğinin yapılmayacağına anne-babalar çok iyi karar vermelidir. Bu konuyu bir örnekle pekiştirelim: Diyelim ki; çocuğunuz evde durmaktan sıkıldı, sokağa çıkmak istiyor. Siz de çocuğunuzun bu isteğini yerine getirdiniz. O andaki duruma bağlı olarak sizin davranışınız doğrudur. Gezdiniz, dolaştınız, eve geldiniz. Yalnız; kısa bir süre sonra çocuğunuz yeniden sokağa çıkmak istedi. Eğer ki, siz yeniden bu isteği gerçekleştirirseniz, çocuk buna alışır ve bir kez buna karşı çıktığınız zaman çok büyük hayal kırıklığına uğrayabilir.
Çocuğunuz büyüdü ve ilk kez okula başladı. Onu okula götürmenin verdiği gururla sırasına oturttunuz ve sınıftan çıktınız, çocuğunuzu öğretmenine teslim ettiniz. Bir süre sonra, kendisi dışarı çıkmak istedi. Öğretmeni de izin vermedi. Ve o hayal kırıklığının verdiği üzüntüyle ağlamaya başladı. Hem siz zorluk çekmiş oldunuz, hem öğretmeni, hem de çocuğunuz. Aynı şey iş hayatına atıldığı zaman da geçerlidir. Orada da iş ve çalışma verimini etkilenebilir.
Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Basit bir örnek vererek düşüncelerimi sizinle paylaşmaya çalıştım. Çocuklarımıza iyi bir anne, iyi bir baba ve iyi bir örnek olmak.bizim görevimizdir. İster çocuk sahibi olalım, ister olmayalım çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmakla, aslında geleceğimize katkıda bulunduğumuzu unutmayalım. Tüm anne ve babalara saygılarımı sunuyorum.