Kentleşme bu mudur?

Melih Gökçek ve yine Ankara’da olaylı gecekondu yıkımları.

Melih Gökçek, Ankara Dikmen Vadisi'ndeki gecekondularda yaşayan insanların yaşam haklarını ellerinden aldığı yetmiyormuş gibi, tehlikeli ve hassas sansasyonlar yaratarak, bölgede yaşayan halkı daha da tedirgin ediyor.

Ankara’nın göbeği Dikmen vadisinde yaşayan gecekondu sahipleri 4 yıldır yıkımlara karşı direniyordu. Yıkımlara direnebilmek için, kendi çabalarıyla Barınma Hakkı Çocuk Parkı ve Barınma Hakkı Bürosu kurmuşlardı.

Bir haftadır Ankara Dikmen Vadisi'nde yine yıkım var. 24 Ağustos'ta Barınma Hakkı Bürosu kundaklanarak yakıldı.

Bölge halkı da, Barınma Hakkı Bürosu'nun, bizzat Melih Gökçek tarafından yaktırıldığını iddia ediyor.

Bunun üzerine Melih Gökçek’ten akıllara ziyan bir iddia geliyor;

“Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde Dikmen’deki gecekondu sahipleriyle ‘yıkım savaşı’ yaşayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, halkı tedirgin eden açıklamalarda bulundu. 24 Ağustos günü yıkıma karşı direnenlerin Barınma Hakkı Hukuk Bürosu’nun kimliği belirsiz kişilerce yakılması olayını hatırlatan Melih Gökçek, Dikmenlilerin sansasyonel amaçlı cemevini kundaklayarak suçu belediyeye atacağını idda etti. Bu açıklama üzerine Dikmenliler, cemevinin önünde nöbet tutmaya başladı.” (Radikal)

Olaya hem bölgede yaşayan halkın “yaşama ve barınma mücadelesi” açısından, hem de bizzat Melih Gökçek tarafından ortaya atılan “cemevi kundaklaması provokasyonu” açısından baktığımızda; bir Belediye Başkanı’nın bizzat kendisinin nasıl bir “kentsel probleme” dönüşmüş olduğunu görüyoruz.

Bir kentin Belediye Başkanı’nın ana görevi, kentin asıl sahibi olan insanlar için en uygun yaşam alanlarını oluşturmak ve kent içinde “insanca” yaşamalarını temin etmektir.

Kendisi bizzat “kentsel bir problem” olan Belediye Başkanı, kentin sahibi olan insanların “yaşam” haklarını nasıl temin edecek?

Köyden kente göçün ve çarpık kentleşmenin suçlusu gecekonduda yaşamaya çalışan bu insanlar mıdır?

Yıllara sari ekonomik, toplumsal, sosyal ve kültürel olumsuzluklar insanlarımızı kentlere sürükledi. Kentler de alabileceği kadarını aldı alamadıkları da kentin içinde gecekondular, çarpık yapılaşmalar şeklinde barındırdı.

Zamanında bu gecekondulara, seçim yatırımı olarak tapularını veren de siz politikacılar değil miydiniz?

Şimdi de “kentsel dönüşüm” adı altında, ne idüğü belirsiz, kimlere peş keş çekildiği belli olmayan mesnetsiz projelerle, “kentsel rant” alanları yaratmak adına, gidip insanların evlerini başına yıkmaya çalışıyorsunuz.

Ankara halkı, sizi Belediye Başkanı seçerken, evleri yıkılsın, barınma hakları ellerinden alınsın diye seçmedi.

Kentte yaşıyor olmalarından nemalanın, Ankara’yı “dön baba dönelim tekkesine” çevirin diye de seçmedi.

Dikmen halkı; sadece “barınabilmek” istiyor ve bunun için direniyor.

Sen hem insanların evlerini başına yık, hem de semt halkını cemevinin yakılacağına dair provokatif söylemlerle daha da tedirgin et.

Melih Gökçek !!!... Bu mudur Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı? Bu mudur kentleşme?