Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Kerim’ce güzellemeler -39–

Kerim’ce güzellemeler -39–
 

Anne babaların gözünde, çocukları hep küçüktürler. Ben lise döneminde, hatta işe girdikten sonra, hatta evlendikten sonra her akşam eve döndüğümde annem yolumu gözlerdi. Tabi bazen sitem ederdim;" ya anne, artık kocaman herif oldum, artık benim için bu kadar merak etme, kapıda bekleme!..." diye. Kızardı, "inşallah sen de çocuk sahibi olursan görürüm!" seni diyordu. Haklıymış, galiba bizlerde çocuklarımıza aynı şeyleri söyleyeceğiz.

***.

Anne baba anlaşmazlığında,

Toplumların kavgalarında,

Ülkelerin savaşmalarında,

Çöküşe geçen ekonomilerde,

Yaşamın yalan dolanlarında,

En çok kimler etkileniyor dersiniz?

***

Bazen nice emekler vererek, nice fedakarlıklar yaparak, nice ödünler vererek çizdiğimiz ve zamanla kalınlaştırdığımız çizgiler vardır ya, hah işte öyle!!! Ancak günü ve zamanı geliyor, bir çırpıda bir kalemde çizip, kenara atabiliyoruz. Tıpkı bazı insanlar gibi!!! Anlamasalar da ya da anlamazlıktan gelseler de.....

***

Toplumsal enkazlardan,

Uyanılmayan uykulardan,

Katran karası karanlıklardan,

Mutsuz yaşamların düşlerinden,

Avuç içi kadar mezarlardan,

En çok kimler etkileniyor dersiniz?

***

İçinde anne lâfzı geçen her şey, ama her şey güzeldir. Her yerde anne, annedir. Ne yazık ki ağlayanlar da hep annelerdir. Dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, her zaman anne, annedir, ağlayan anne, annedir. Artık analar ağlamasın, ama hiç ağlamasınlar.

***

İçgüdüsel istekli çocuk doğurmalarından,

Cinnet haline gelmiş toplumlardan,

Hafıza kaybına uğramış mutluluklardan,

Aklın, ruhun, bedenin yön bulamadığı bir dünyadan,

Akıl almaz yerlerde hayattan kopanlardan,

En çok kimler etkileniyor dersiniz?

Kimler dersiniz acaba?

***

Adam diyor, “ben dört çocuğumu bir odaya sığdırdım, büyüttüm, şimdi dört çocuğumun da dört odalı olan dört evi var, ama maalesef beni bir odaya koyamadılar, sığdıramadılar” sözünü görünce; aklıma şahidi olduğum gerçek bir olay geldi.

Sattığım eski evimin bitişiğinde, evin yola bakan küçük bir odası vardı. 7 veya 8 metrekare büyüklüğünde bir odaydı. Kapısı caddeye bakıyordu. Odaya bitişik olan ve bir insanın ancak sığabileceği kadar bir de banyo vardı. Suyu ve elektriği vardı. O zaman boştu. Bir sabah erkenden işe gideceğim sırada, bir motorun römorkundan yaşlı bir teyzeyi indirdiler, beraberinde de bir kat yatak. Acele gitmem gerektiğinden, fazla ilgilenemedim ve soramadım. Akşam eve geldiğim de, çocuklar direk konuya girip; “baba bugün yan odaya yaşlı bir teyze getirdiler. Hiçbir şeyi yok.” Dediler. “gördüm ama soramadım” dedim. Ertesi gün tatil olduğu için, teyzenin yanına giderek, biraz sohbet ettik. Teyzenin kızlı-erkekli 9 tane çocuğu varmış. Hepsini büyütmüş evlendirmiş. Bir kaç yıl önce de eşi ölmüş. Yalnız kalınca, hiçbir çocuğu kabul etmemiş, bakmamış, bakmak istememişler, yanına almamışlar. Yanında kaldığı küçük oğlunun da hanımı; “ben bakamam!” deyince; bu odaya getirip bırakmış ve ardına bakmadan gitmişler.

Günlerce orada kaldı. Hiçbir çocuğu gelip sormadı, ne durumdadır, bir ihtiyacı var mıdır, yok mudur diye. Komşular yemek götürür, elbiselerini yıkardı, sokakta oynayan küçük çocuklar ihtiyaçlarını giderirdi. Bir gün akşam, işten geldiğimde, yine çocuklar hemen konuya girerek, “baba o yaşlı teyzeye alıp gittiler!” “Kimler aldı?” deyince, “bilmiyoruz vallahi birkaç adam gelip aldılar” dediler. Artık araya girenler çocuklarının yanına mı götürdüler, yoksa SHÇEK’ten görevliler mi geldi götürdüler. Bilmiyorum!

Anlayacağınız, o 9 tane çocuğu doğurmuş, büyütmüş, belki de adam etmiş, (adam gibi adam değil ama) ama 9 çocuk bir yaşlı analarına bakamamış. Yazık ya, hem de çokkk yazık!!

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara