Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner ama sadece terletir

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner ama sadece terletir
 

Boşuna dememişler “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” diye.

Oğuz Yorulmaz’ın annesi Nurhan Yorulmaz, Ergenekon Davasında tanıkmış. Bundan daha doğal bir şeyde yok. Malumunuz efendim, Oğuz Yorulmaz, hani şu Susurluk mevzuunun Özel Harekâtçı isimlerindendi ve hafıza kayıplı İbrahin Şahin’in emrindeki şahsiyetlerden birisiydi. Kendisini kullanıp ve bir takım cinayetler işlettirdikten sonra kapının önüne koyuvermişlerdi ve Oğuz Yorulmaz bu duruma şaşmış, sağda solda kendisini kenara itenleri deşifre etmeye başlamıştı. Mesela Veli Küçük, kurmuş olduğu güvenlik şirketine alacakmış Oğuz Yorulmaz’ı ama, işe başkasını almış, Bu ve benzer durumlara Oğuz Yorulmaz içerlemiş. Bu sebepten dolayı, yaşamış olduğu onca kanlı olayla ilgili sağda solda gevezelik etmeye başlayınca, kendisini karambolden ortadan kaldırmışlardı. Aynen Mustafa Duyar gibi. Gerçi Mustafa Duyar’ı cezaevinde ansızın alaşağı etmişlerdi. Oğuz Yorulmaz’ı da Bursa’da bir barda ebeddiyete intikal ettirdiler. Oğuz Yorulmaz’ın annesi Nurhan Yorulmaz, oğlunun yüzlerce insan öldürdüğünden bahsediyordu. (Nurhan Yorulmaz bir polis annesidir, sakın itirafçılarla karıştırmayın) İtirafçıların söylediklerini zırvalama şeklinden değerlendiren arkadaşlarımız varda, o yüzden hatırlatmak istedim. E tabi, memleketimizin ebedi bir bileni olan Süleyman Demirel’de devletin adam öldürmeyeceğinden falan bahsetmişti, şimdi çıkıp bir itirafçı laf ederse, dikkate almak evlamıdır!? Ama şimdi durum değişti. Bir polis memurunun yaşlı annesi ortalığı bulandırıyor ve oğlunun yüzlerce insanı öldürdüğünü, daha doğrusu, oğluna yüzlerce insanın öldürtüldüğüne dair laflar ediyor.

Ergenekon Davasında tanık durumunda Nurhan Yorulmaz. İlginç şeyler konuşuyor yaşlı anne. Direkt olarak birilerini suçluyor. Oğlunun katilleri olarak ilginç isimlerin baş harflerini söylüyor ama, Mehmet Ağar’ın bu işin tam da göbeğinde olduğundan bahsediyor. Oğlunun cenazesinde, annenin dediğine göre, kendisine para ve bilcümle yardım edeceğine dair haber göndermiş Mehmet Ağar. Ama konuşmamak kaydıyla. Anne korkuyor tabi. Bir oğlu daha var ve onunda başına kötü şeyler geleceğini düşünüyor, geri adım atıyor.

Dikkat ederseniz hep aynı isimleri görüyoruz bu yaşanan olayların içerisinde. Mehmet Ağar, Veli Küçük, İbrahim Şahin ve diğerleri. Bu aktörleri biz Susurluk Davasında’da görmüştük ve aynı şahsiyetler şimdi Ergenekon’un göbek taşında terliyorlar. Ergenekon hadisesi içerisinde Susurluk’da bir köşe kapmıştır kendisine. “Susurluk ayrı, Ergenekon ayrı” veya “Susurluk sağcıların, Ergenekon solcuların” demek, komik bir yaklaşımın ta kendisi olur. Lakin diyenler var ama, pek aldırmamak gerekiyor. Zırvalamaya devam etsin böyle düşünenler.

Devleti en yüce değer olarak görme telaşında olanlar, günü geldiğinde, sağcısı ile solcusu ile aynı potanın içerisinde saf tutarlar. Nitekim tutmuşlardır. Hoş, şimdi bana kızacak olan arkadaşlar var. “Yahu Ergenekon mevzuunda bir tane solcu göstersene” derler mi derler. Eğer derlerse, kimi solcu olarak göstereceğim ki? Aklıma gelen biriside yok yahu. Ya “Ulusalcı”, ya “Milliyetçi”, ya da “Devleti kutsayan bir zümre”. Bunların içerisinde solculuğa dair bir iz görebilir misiniz? Ben bu güne kadar göremedim, görebilmek ise eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu kavramları rehber edinenlerin solculukla bir alakalarının olmayacağı malumunuz..

Anne Nurhan Yorulmaz’ın anlatacakları önemlidir bence. Hem de çok önemlidir. Öyle kulak arkası şeyler olmayacağı bellidir. Lakin anne sadece laf edecektir ve ettiği laflara o yuvarlak, o iğreti ve içi boş aklama mantığı hakim olacaktır. “Hani nerede ispat, belge var mı belge?” diye konunun muhatabı olanlar, iftiraya uğradıklarından demler vurup, toz kaldıracaklardır. Bu ülkenin hukuk düzeninin yalın sonuçlarıdır bu gibi şeyler. Ama terleyeceklerinden yana şüphem yok. Terletmek bile bence marifettir bu isimleri. Terlesinler. Bu ülkenin hukuk düzeni sadece terletir. Daha ötesi yok. Sonrası ise malumunuz, “Yargılandım ve aklandım” var mı daha ötesi kasılmalar sokakları kaplar. Ekranlarda ağızla kulakları birleşircesine, o iğreti sırıtışlar eşliğinde nasıl da acı çektiklerini ve iftiraya kurban gittiklerini anlatıp, hafif yollu hüzün ve üzgün hallerle “merhamet” diyecekler ve konuşmalarının son evresinde aklanmış olmanın memnuniyeti ile kahkalar fırlatacaklardır. Kamera arkasını döndüğünde ise soluğu bir kebapçıda alıp rakı kadehlerini tokuşturmanın hazzını yaşayacaklar muhtemelen.

Erol Taş misali budundan kopardıkları tavuğu iştahla yiyip, etrafa dalgacı kahkalarını fırlatacaklardır.
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..