KIBATEK'ten bir şiir seçkisi

KIBATEK adını duydunuz mu? Açılımı Kıbrıs, Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu olan KIBATEK, Türk Dünyası Edebiyatı alanında dil, çeviri, yayın, tanıtım konularında uluslararası bir platform olarak 1998’de İzmir'de kuruldu. Dernekleşen KIBATEK'in şimdiki genel başkanı şair Atila Er. Genel Sekreterlilk görevini gene şiirleriyle tanınan Leyla Işık yürütüyor. Ayrıca Dr. Şaban Kalkan, eğitimci yayıncı yazar Mevlüt Kaplan, yazar Zeki Büyktanır, Fadıl Ünal, Ayşe Karadan da Yönetim Kurulunda görev alan diğer isimler. Kurumun kurucusu ve Onursal Başkanı ise Feyyaz Sağlam.

KIBATEK, Kıbrıs Balkanlar ve Batı Avrupa başta olmak üzere Türkiye Türkçesinin egemen olduğu bölgelerdeki Türk Edebiyatları arasında yayın-tanıtım çalışmaları yapıyor. Türk Dünyasının diğer bölgelerinde de tanıtılması ve diğer Türk lehçelerine çevrilmesi için girişimlerde bulunuyor. Uluslararası ve yöresel boyutlarda sempozyum, panel gibi bilimsel etkinlikleri gerçekleştiriyor.

Kısaca tanıtmaya çalıştığım KIBATEK'in 10. kuruluş yılı nedeniyle "Kıbatek Uluslararası Şiir Antolojisi" adıyla bir şiir seçkisi yayımlandı.Dr.Şaban M.Kalkan ve Atila Er'in ortaklaşa hazırladıkları yapıt, İzmir'de düzenlenen bir kokteylle yazın tutkunlarına sunuldu.

Romanya, Bulgaristan, Makaedonya, Türkmenistan, Irak, İran, Azerbaycan, Hollanda, Belçika, Kosova, KKTC, Moldova, Suriye, Yunanistan, İskoçya, İsrail ve Türkiye'deni çok sayıda şair yer alıyor bu seçkide.Bir açıyorum 32. sayfayı. Karşımda Dilara şiiriyle Ayhan Can: "seni ben kumların üstünde buldum / pembe bir inci gibiydin avuçlarımda / ay ışığı bulaşmış gece saçlarımıza / ah çocuk kalbin dilara ah göğsün / deniz gibi inip deniz gibi kalkıyordu / saçların sırılsıklam türkü doluydu" dizelerini sanki Ayhan Can kemanıyla seslendiriyor gibi.

Atila Er "İlkaşknur" şiiriyle merhaba diyor sevenlerine. Çeviriyorum sayfaları 62. sayfada eski bir dost, 1934 doğumlu şair Sıtkı Salih Gör "Lalezar"la konuk olmuş seçkiye: "Gün biter, gecenin kolları savrulur bahçeye, / Göğsüne takılı hüzün dolanır kalbime birden. // Gelir uçarı gençliğimin sevgilisi, göğsümde uyur, / tutar gülleri dolar bonuma gizliye gizliden."

65. sayfada hukukçu, yazar, şair dostlarımdan Veysel Gültaş karşıma çıkmaz mı; "Yüreğim Sende Rehin Kalsın" şiiriyle. Uzun zamandır göremediğim şimdi İzmir Karşıyaka'da avukatlık yapan dostumun dizeleriyle özlem gideriyorum: "...bekle beni ey yurdum / barış türküleri getireceğim sana / nereye baksam sevgi simsarları / mangalda kül bırakmaz sevgi adına / bu sevgi bir başka sevgi / bekle beni ey insan / yunus çiçekleri getireceğim sana / hüznün adresi yok" Sayfadan sayfaya geçerken, eski şair dostlarımı karşımda bulmuş gibi oluyorum. Onlar dizeleriyle merhaba derken bana, ben onlara alkış tutuyorum. 69. sayfaya vardığımda şimdi Datça'da Liman Başkanı olarak görev yapan şair dostum Ümit Yaşar Işıkhan'ın güleç, sevecen, içten yüzünü görüyorum. Işıkhan Emilya şiiriyle sesleniyor: "aşk nedir emilya, tren geçmez ki kapının sarmaşıklığından / sevda nedir emilya, sınırsız denizlere türkü / ya kavga...bir yıldız daha kavuşur gözlerine / sarıl emilya, bu ülke ve dört duvar bizim / bir yanı bahar ve hırçın katliamlar kalır geceye"

Dostların şiir akışı sürüyor. Bir bakıyorum Datçalı şair İsa İnan karşımda, bir bakıyorum Ali İşçimen, Mevlüt Kaplan yanı başımda. 85. sayfada kırk yıllık dostum şair Abdullah Neyzar Karahan. Son çıkan Dalgın Şarkı kitabından bir şiiriyle dalgın dalgın fısıldıyor dizlerini kulağıma: "Anlam veremedim / Kaldırım kıyısındaki menekşenin gülümsemesine / Göğsümde halay çeken gece / Karanfil içine gizlenmiş" Benim kuşağımın şairi, sevgili dostum Hidayet Karakuş “Lirik Dilim” adını verdiği güzel ve güzel Türkçemizin arı, duru diliyle konuğum oluyor: "dilimizden önce / sözcüklerimiz öpüşsün"

Tuğrul Keskin’in "Kandahar" şiirini de okumadan geçebilir miyim? Ya Mehmet Sadık Kırımlı? 74 yaşının gençliğini, diriliğini, çalışkanlığını yaşayan Kırımlı’yı, 92.sayfada bana el sallarken buluyorum. "Bir Kıyı Olurum İzmir'e" şiirini severek bir çırpıda okuyorum. "yakamozlanır her attığım kulaç, bir kıyı / olurum İzmir'e ansızın, bir liman ağzı.. / yangın olur çocukluğum huysuzlanır / gördükçe kentin çürüyen yanını / yalnız bir nesne gibi savrulurum / yaşlı sokaklarda..." Bilsen Başaran, Sezer Odabaşıoğlu, Mukadder Özakman, Güzin Oralkan, Baha Önem, Asım Öztürk, Timuçin Özyürekli, Halim Yazıcı, Hayri K. Yetik, Zübeyde Seven Turan dostlarımın şiirlerini de birer birer okuyorum.

Mine Ömer'in şiirine 108. sayfada rastlıyorum. Mine Ömer, İzmir'de iki yıldır ALAZ adlı yazın dergisini çıkarıyor. Eşi Mehmet Ömer, kızı Perihan Ömeren yakın yardımcıları ve destek verenleri... ALAZ'la ilgili olarak bir başka yazımda daha geniş olarak bilgiler vereceğim. Mine Ömer 1974 yılında Larnaka şehidi babası Necmi Ali Kaya anısına yazdığı "Babama" adlı şiiriyle yer almış seçkide: "...Rüzgar /Kanlı laleler toluyor. / Alnında kırmızı bir karanfil ölüm / Borçluyuz güneşe / Borçluyuz özgürlük için..."

Şiir seçkilerinin en güzel yanı, seçilmiş şiirlerle bildik, tanıdık, dost şairleri bir arada bulmak. Özledikçe onlarla kitap sayfalarında buluşmak...Benim için de bu seçki öyle oluyor. Çoğunu uzun süredir göremediğim şair dostlarımla buluşmama aracılık ediyor sanki. Bu arada ünlü şair ve yazarlardan Yüksel Pazarkaya, Özker Yaşın, Neşe Yaşın da seçkide güzel şiirleriyle yer almışlar. Kıvanç duyuyorum bu adları görünce. Biraz da kendime dokunayım. 144. sayfada İnce Oda şiirimi buluyorum! Sanki bir başkası yazmış gibi yeniden okuyorum şiirimi: " baharın kenarına otursak diyorum / uzaktan köpüklü dalgalarını dinlesek denizin / sevdanın demli çayını içsek / çiçekler, gülümsemeler çoğaltsak / ince ince çıksak duygu basamaklarından / üstümüze umut suları sıçrarken..."

Hazırlayanların eline sağlık. En iyisi şiire meraklı, şiire sevdalı dostların bu seçkiydi edinmeleri. 166 sayfalık bu kitabı edinmek, iletişim kurmak isteyenler P.K.382 Pasaport/İzmir adresini kullanabilirler. Bilgisunar'ın (internet) www.kıbatek.org.tr adresinden Kıbatek'le ilgili bilgilere de ulaşılabilirler.