Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kibirle hükmeden; belayla yok olur.

Kibirle hükmeden; belayla yok olur.
 

Bugünün Nemrut'una, kibrinden yaklaşamıyor olsak da... Kibirle yöneten; belayla yok olur sonunda.


Kibirle, kendini beğenmişlikle hükmeden, Allah'ın başına bela edeceği, ruhuna, bedenine musallat edeceği minicik bir belayla yok olur. Hem de ne olduğunu bile anlayamadan...

Nemrut'u bilir misin sen; Nemrut'u? Hani şu tek tanrılı dinlerin bilinen ilk peygamberi Hz. İbrahim'i ateşe attıran, sonra da burnuna kaçan minicik bir sinek yüzünden can veren, canını alan sineği burnundan çıkarabilmek için, sonunda dayanamayıp, tokmaklarla kafasına kafasına vurdurarak ölen Nemrut'u diyorum... Bilir misin? Tanır mısın sen?

Ve Nemrut'un da, tarihin tanık olduğu bütün zayıf kişilikli, yitik karakterli liderler gibi, ne kadar zalim ve kibirli olduğunu da bilir misin? Kendini ölümsüz ilan ettiğini... Önce tanrının oğlu olduğunu! Sonra da o oğullukla yetinmeyip, kendini yeryüzünün tanrısı ilan ettiğini Nemrut'un bilir de, yaşadıklarından ibret alır mısın acaba?

Ve bugünün siyasi dünyasında, en koska tavırlı, en güdük zihniyetli, en kifayetsiz muhteris olduğu halde; " Küçük dağları ben yarattım!  " edasıyla ortalıkta gezinen, o adamı gördükçe; bir tek tanıdık cümle takılır dilime:

Kibirle hükmeden; belayla yok olur.

Her iki cümlesinden biri islami terbiye ve ahlak olan birilerinin o kibirli, o kendini beğenmiş hallerini gördükçe; için için üzülesim, o acıklı hallerine dertlenesim gelir kendiliğinden...

Kibrine, kendini beğenmişliğine değil sadece kendi ülkesinin, neredeyse tüm dünyanın da bizzat şahitlik ettiği bir adamın; ha bire toplumuna ahlak dersi vermesi, dinden, imandan bahsetmesi, dindar nesiller yetiştireceklerini iddia etmesi; ancak antik çağda rastlanabilecek bir traji - komedinin o dünyadan binlerce yıl ve kilometre ötede tekrar tekrar dejavu duygusu, yaratmaktan, yaşatmaktan başka hiçbir işe yaramaz aslında.

Her kızdığında, yönettiği insanların kendinden görmediği bölümünü aşağılayan, her köşeye sıkıştığında, insanları ötekileştirmeye, başkalaştırmaya, birbirinden ayırmaya, ayrıştırmaya çalışan, çabalayan bir siyasi aktör; gün gelir, o KOCA KİBİRİYLE baş başa kalır. Ve işte tam da o gün; ilahi adalet, tecelli eder yeniden...

İnsanlık yeryüzüne indiği günden beri, onlarca çapsız, vizyonsuz, insafsız, vicdansız hükümdarın başına gelen; gelir, gün geçtikçe kendini daha da yenilmez, asla yıkılmaz sanan o adamın da başına musallat olur:

Kibirle hükmeden; Allah'ın başına bela edeceği minicik bir belayla yok olur.

Dünya kurulduğundan beri iktidarı her ele geçirdiğinde kibirle hükmedenler; Nemrut'un hazin, ibretlik hikayesinden ders alsaydı; bugün tarihin akışı bambaşka olurdu herhalde...

Eeee... Gel de koca Mehmet Akif'i anma şimdi. Ne demişti büyük üstad: " Eğer ibret alınsaydı; tarih hiç tekerrür eder miydi? "  Sence de etmezdi; değil mi? Sen gel bunu bir de, bir yandan Mehmet Akif'i çok sevdiğini söyleyip, öte yandan kibirle ve kendini beğenmişlikle hükmedenlere anlat!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..