- Kategori
- Siyaset
Kılıçdaroğlu'nun değişimi

CHP Grup Başkanveliki Kemal Kılıçdaroğlu'nun son günlerdeki açıklamalarını dikkatli bir şekilde izliyorum.
Daha önceki açıklamalarını izlediyseniz Kılıçdaroğlu, genel başkanını konuşmalarında öven, hakkını veren, başkanlarının Baykal olarak kalması gerektiğini düşünen biriydi.
Belki de hala öyledir.
Ama Kılıçdaroğlu, son açıklamalarında ciddi anlamda parti yönetimine oynadığını gösteriyor. Genel başkan yakıştırmalarını tebessümle izliyor, facebook gruplarında “Kılıçdaroğlu başbakan olsun” yakıştırmalarını takip ediyor, hatta genel başkanlığı geçtim “Başbakan” olarak bile gösteriliyor. Her ne kadar “genel af” konusunda basında yansıdığı türden bir açıklama yapmamış olsa da, genel başkanının ona sahip çıkmaması, Kılıçdaroğlu'nu yaralamışa benziyor.
Kocaeli'ndeki parti toplantısında bir üyenin “Partinin üst yönetiminde bir değişim olur mu? Biz 'tam bizim başbakanımız Kılıçdaroğlu' diyoruz'' sözüne eskisi gibi “Hayır, Baykal varken bana söz düşmez” gibisinden yanıt vermedi.
''Umuyorum ve diliyorum kurultayımızda sağlıklı bir değişim olur. Yeni bir yönetim anlayışı umuyor ve bekliyoruz olur.
CHP iktidara en yakın olan partidir. İktidara en yakın olan süreçteyiz. Kavgasız, birbirine saygılı, hoşgörüyü kutsal bir görev olarak kabul eden bir anlayışla birbirimizi ve halkı kucaklayacağız. Unutmayın adımız Cumhuriyet Halk Partisi, halktan uzak olan bir parti olmayacağız, halkla beraber yürüyeceğiz. Halkı kucaklayacağız'' dedi.
Eskisi gibi reddetmedi, gülüp de geçmedi, yorumladı... Hem de olumlu yorumladı.
Yani Kılıçdaroğlu, artık gözü yüksekte olmayan birisi değil... İkinci Ecevit olmaya oynuyor. “Halkçı Kılıçdaroğlu” imajı çoktan halkın yüreğine işledi. Ve İnönü'yü deviren Ecevit gibi, elini öpe öpe genel başkanlığa koşuyor.
Belki de sempatizanlarının dediği gibi başbakanlığa...
İlerisini zaman gösterecek.