Kılıçdaroğlu'nun gaflarının kaynağı...

Demokrasi bir kukla oyunudur diyoruz. Medyadan izlediğimiz iktidar-muhalefet çekişmesi “Hacivat ve Karagöz” gösterisidir. Amaç, iktidar seçeneklerini toplumun kendisinin oluşturduğu ve başarılı olanın halk tarafından iktidara getirildiği algısını pekiştirmektir. Bu algı sayesinde, halk yönetimdekileri kendisinin seçtiğine inandırılarak olup bitene itiraz etmemesi sağlanmaktadır.

AKP’nin 15 yıldır iktidar olması, MHP’nin bu durumu doğrudan ve CHP’nin dolaylı desteklemesi bundandır.

Nedir bu iddiamızın dayanağı?

Bir örnek daha veriyoruz.

Daha dün değil evvelsi gün. Ana muhalefet partisi lideri(!) Kılıçdaroğlu CNN Türk kanalında…

Soruluyor. (Mealen;)

“Bir milletvekiliniz TBMM bütçesinden bir yılda 1,2 milyon TL iletişim gideri yapmış. Ne dersiniz?

Cevap; (Yine mealen;)

“Suç; ona bu yetkiyi verenlerdedir”.

Şimdi yıllarca müfettişlik (hesap uzmanlığı) yaptığıyla övünen sıradan bir insanın vereceği cevap mıdır ki bu, 80 milyon topluluk önünde böyle bir laf edilebilsin.

İki ihtimal var.

1)      Dili sürçmüştür.

2)      Bilinçli söylenmiştir.

Ben ikinci seçeneğin doğru olduğuna inanıyorum.

Yine yazılarımı okuyanlar bilirler, Kılıçdaroğlu liderliğindeki sahte muhalefetin görevinin, “beceriksizlik” görüntüsü sergileyerek AKP iktidarının devamlılığını sağlamak olduğunu sıklıkla dile getiririm.

Bu söz de bilinçlidir, amaç, CHP’nin basiretsiz, beceriksiz… olduğu algısını pekiştirerek AKP iktidarının seçeneksizliği algısını daim daim kılmaktır..

Velev ki ben yanılıyorum.

Bu bir “dil sürçmesi” olsun.

30 yıl müfettişlik yaptığıyla övünen ve en büyük “iktidar alternatifi” bir sol partinin genel başkanının “devirebileceği çam” mıdır bu?

Bu nasıl bir yetersizliktir ki, ortadaki suistimali mahkum edip ardından da “memleketin beka sorunu ortadayken bu konu da nereden çıktı, çıkarıldı…” diyemiyor da, “suç yetki verenlerindir” diyebiliyor.

Bu konumdaki bir lider(!)in her iki halde de yapması gereken tek bir şey var; İstifa etmek.

Dili sürçmüşse, bu kadar yetersiz ve basiretsiz biri Atatürk’ün ve İnönü’nün koltuğunda oturamaz. Bilinçli söylemişse de maskesi düşmüş olur, yine bu makamda oturamaz.

Oturur mu?

Oturur. Ama;

Bilin ki, bu bir kukla oyunudur.

Aynı programda Kılıçdaroğlu’nun bir sözü daha vardır. “Ben milletvekiliyim. Milletvekili maaşı alıyorum. Şükür, iyi de maaş alıyorum…”

Kenan IŞIK.