Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Kimbilir...

Kimbilir...
 

Metafizik üzerine ne varsa okudum. Hani bir şeyi çok istersen diyordu o kitaplar o senin olur. Diledim seni en saf en temiz duygularla öylesine içten öylesine hesapsız. Neyin olduğum belli değildi. Bu gönülden akan duygular dedim ki- boş ver olsun adsız. Adı sanı belli olanlarda dolu dolu yaşanan ne var dı ki... Ben hiç bir şey yapmadım aslında. Suçlu da aramıyordum karşımda hani sevmenin de suçu olmazdı ki... Ben seni sevmek için sevmedim. Bir gün baktım ki, hayalimde uçuşan tülden bir elbise, karşımda sen duruyordun öylece. Bu bir dansa çağrıydı. Bıraktım kapılar ardına gizlediğim beni, ilk defa böyle korkusuzca kendimi kollarına, huzura bıraktım. İşte bu fotoğraf beni seneler boyu teselli etti. İlk defa engel olamadığım böyle bir çekimle her gün biraz daha biraz daha sen bilmeden senin oldum. Bu bana kaderin bir oyunuydu belki de.

Sen öylesine herşeyinle yüreğimin ta derinlerine inmeyi başardın ki, bilemezsin. Özeldin, farklıydın işte en çok da bunlar beni o aşka kapalı taş kalbimi yumuşatıyordu. Sohbetin ılık bir bahar rüzgarını, gül kokularını gönlüme sunuyordu. Her hareketinde bir asalet beni her geçen gün büyülerken hayallerimle sen öylesine yüceliyordunuz ki gerçekle peri masallarının içersinde sende kayboluyordum. Keşke bir hatası olsada ona çok da yaklaşmadan ona çok da tutulmadan vazgeçmeyi bir çok kere çok içten dilemiştim. Ya sabrından kaynaklanıyordu, sınırlarını zorlamaman yada sende sevmekten tıpkı benim gibi korkuyordun. Çünkü, bizim kalbimiz hani o şarkıda da söylendiği gibi gönlümüz mabede benziyordu. İncinip ki orda hıçkırılırdı. Sende keşke diyordum herkes gibi olsaydın. Bana yaklaşıp hemencecik kalbime girmeye çalışsaydın. Daha o kapıyı aralamadan çoktan sevgini daha yaşamadan içeriye almadan sana geri verirdim. Ne benim bu şair ruhum böyle feryad ederdi. Ne de hasret kor bir ateş olup ciğerimi böylesine delerdi. Sen gözümde mükemmelleştikçe ben karşında küçülüyordum. Bir zerre bir toz zerresi oluyordum.

İşte asıl sen bütün dilleklerini benden o zaman dileyebilirdin. Yere paspas ol desen olurdum da bir sözünle de öyle incinir içim yanarken sana kapılarımı kapatabilirdim. Hatta aramayabilirdim. Görmeyebilirdim. Bu ketum yanımı bilmiyordun belki de. Ben sana deli divane sevdalı gönüllü köllen olmuşken beni her an belki de istesen avuçlarında sandın. Sansın diyordum sevdam için küçülüyordum. Sensizliğe dayanmak o kadar acı veriyordu ki, ilk kez birisinin karşında güçsüzleşiyordum. Acaba diyordum ona ne yapsam ne yapsam ki, mutlu olsa, hani eski hikayelerde olurya en zor şeyler istenir hani şu dağın tepesinde açan yedi renkli çiçeği getir desen koşa koşa getirmeye giderdim. Artık bu olumlu düşün hayal et senin olsun düşüncesi de beni yormaya başladı. İlham bile acı veriyor bazen. Diyorum ki, artık onu hayatımdan tamamen çıkaracağım. O hayatıma giremeyecek, ne telefonlarına cevap vereceğim, ne onu görmek isteyeceğim, ne varsa seni hatırlatan ne varsa yok edeceğim. İşte tam da bu noktada kendimle çelişiyorum. İşte tam da bu noktada kendimi senden önce bitiriyorum. Şimdi bütün bu acı veren duygulardan uzaklaşmam belki de an meselesi. Hani yakın olsan hani aynı şehirde olsak koşarak gelirdin. Dayanmazdı çünkü yüreğin benden böylesine yoksunluğa. Belki de bu şehirdesindir. Belki de bana on beş dakika uzaklıktasındır kim bilir...Bir gün belki de delice seven bu kalbim adını anmaz daha der demez içim acıyor sensizliğe bari hayallerimde olsun demekten kendimi alamıyorum.

Ne olursa olsun olumlu düşüncenin sihrini mısralarıma nakış nakış işlemek istiyorum. Belki diyorum bir mucize olur. Biliyorum ki, seni görünce kızgınlıktan, öfkeden, sitemden eser kalmayacak. Seni de kendimi de pamuklara sarıp sanki gökyüzünde uçuyormuşçasına belki de tek derdim kalp atışımı duymaman olacaktır. Kim bilir...

Belgin TURAN 01.06.2007

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..