Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '20

 
Kategori
Futurizm
 

Kimler Kalır Geriye? - 2 -

...

Roger Garaudy, Endülüs’te İslam’da;  ilahiyat, edebiyat, fen bilimleri, mimari ve yaşam biçimi konularında insanlık kültürüne katkılar yapan bilgin ve sanatçıların, birbiriyle, ve zamanın ruhuyla bağlantılı katkılarını analiz eder. Endülüs İslam’ının kuruluşunu takip eden asırlarda oluşan akılcı iktidar zümresi ve buna bağlı ulema sınıfı değişikliklerinin yol açtığı yükseliş; ve sonrasındaki düşüş dönemlerini örnekleriyle yorumlar.

Ne ilginçtir ki, Garaudy’den çok daha önce, Nihilist(!) filozof  Nietzsche, bu parıltılı devirden benzeri övgü ve imrenme dolu duygularla bahseder; hem de “Deccal” başlıklı kitabında. Nietzsche, Endülüs, İslam’dan Hristiyanlarca “geri alındığında” (re-conquest) kesilip atılan bu uhrevî ve insanî atılımın devam etmemesine hayıflanır. Aynı zamanda bunu, “Hristiyanlığın, özünden uzaklaşıp, bir papazlar dinine kesinkes dönüşmesinin” başlangıcı olarak alır.

Meselâ, o parıltılı dönemin şehirleri, deyim yerindeyse, bir hamamlar cennetidir.  Endülüs’ü geri-alan yeni yöneticilerin ilk yaptıkları eylem, bunları kapatmak olur; yani halk sağlığını yok etmek. Halkın da kolayca yararlanabildiği bu akılcı temizlik mekânlarının kapatılması, Batı’da baş gösteren salgın hastalıkların, belki de, temel nedenidir. Bilgisiz ideolog başa gelir; akıl baştan, sağlık bedenden gider.

İbn Meymun, aynı İbn Rüşd gibi, dünya çapında bir bilgindir, ikisi de hekimdir. Meymun, Mısır’da iken Sultan Selahaddin Eyyubi’nin tabibidir. Bu iki alimin kaderleri de benzerdir: 1148 yılında Endülüs’e girip Muratıblar hanedanını devirirerek iktidara gelen Muvahhidler, herkesi zorla müslüman etmeye kalkınca, İbn  Meymun sürgüne gitmek zorunda kalmış, İbn Rüşd ise Fes şehrinde gözden düşmüş bir halde hayata gözlerini yummuştur. Cahil yönetici başa gelir; ârif, ilmiyle yoluna gider.

Fahrenheit 451 adlı eserinde Ray Bradbury, insanlığın klasik yazılı kültür birikimini yakarak yok etmek isteyen bir ideolojik tiranlıktan bahseder. Birikimin kadrini bilen bir gönüllüler ordusu ise, gizlice, kadîm bir koruma yoluna baş vurur: canlı bir kitap gibi, her nefer, bir kitabı ezberleyecektir. Kadîm sözcüğünü bilerek kullandım; çünkü, kutsal kitapların çoğu hıfz edilerek de korunmaktadır, özellikle de Kur’an-ı Kerim. Yazılı metne bir şey olsa ya da o toplulukta yazılı hali olmasa bile, hâfız’lar ezberden okuyabileceklerdir. Kadir bilen de kalır, kadri bilinen de ..

--- toparlama bölümü gelecek ...

 

 
Toplam blog
: 3
: 111
Kayıt tarihi
: 29.03.20
 
 

"Bilgi Sistemleri" alanının, analiz, tasarım ve kurulum safhalarında çalıştım. Edebiyat, sinema, ..