Kimleri Okurum?

Bana kim olduğumu soruyorlar, evirip çevirmeden yanıt vereceğim.

Yazı hayatıma başlayalı neredeyse yirmi sene oldu.

Başlangıcı, yerel Pendik gazetesinde yaptım ve böylece köşe yazılarıyla yayım hayatına atıldım.

Sonra sırası ile ulusal basında yüzlerce, internette bir yığın sitede binlerce yazım yayımlandı desem, yalan olmaz.

Türk Edebiyatı, Yenidünya, Popüler Bilim, Yedi İklim dergilerinde makalelerim yayımladı .Ayrıca Akşam gazetesinde on yıla yakın bir sürede, köşe yazıları yazarak mistik bakış açılarımı okuyucularımla paylaşmaya gayret ettim.

Tabii konu yazmam değil, benim kimleri okuduğum. 

Herkesin ve her yazanın olduğu gibi benim de yazdığım, takip ettiğim gazeteler ve dergiler var.

Okuduğum gazeteler; Milliyet, Hürriyet, Sabah, Habertürk, Akşam, Radikal, Zaman, Bugün, Yeni akit ve Cumhuriyet’tir.

Bilim Ütopya,  Birikim ise mutlaka takip ettiğim dergilerdir.

Belki şaşıracaksınız, ama kaleme aldığım tüm yazılar, okuduğum makalelerdeki alternatif görüşlerden sizlere yansır.

Bu bakış açılarını mistisizm ile değerlendirmek de benim görevimdir.

Her yazanın bir okur kitlesi mutlaka vardır. Bendenizin de yurt içinde ve dışında internet vasıtası ile az da olsa bir alâka ile takip edildiğimi biliyorum.

“Kimleri beğeniyorsun?” sorusunun cevabını şöyle vermem mümkün: Benim favorim, basının yıldızı, tartışmasız, Engin Ardıç’tır (Sabah). O, hiciv sanatının Number One’ıdır.  

Hürriyet’ten Oktay Ekşi (ayrılana vekil olana dek) düzgün ve anlaşılır yazı tekniği ile listemde yerini almıştır.

Yılların tilkisi Serdar Turgut (Habertürk), aşırı yazı yazmaktan yüzünü eskitmiş, yerini bence Ardıç’a kaptırmıştır. 

Perihan Mağden’i (yazdığı sürece-en son Taraf’ta yazıyordu) mutlaka, Murat Yetkin (Radikal) (rastlarsam ), Hürriyet’ten İsmet Berkan’ı ve Sabah’tan Hasan Celal Güzel’i kesinlikle takip ederim. İsmet Berkan'ın pratik fizik bilgisinden faydalandığımı söylemeliyim.

Fatih Altaylı  bir düşüş içinde. Nedenini bilmiyorum. Eski havası kalmadı.

Hürriyet, Sabah ve şimdi de Habertürk.

Anlayacağınız, sinüs eğrisinin diplerinde dolaşıyor.

Vefat eden İlhan Selçuk'un takipçisiydim, tam bir ustaydı. Az, ancak öz yazardı. Anlatacaklarını, diyeceklerini üç-beş kelimeye sığdırmayı bilirdi. Yığınla cümle kurmasına gerek yoktu. Onun çırağı gibi gördüğüm Bekir Coşkun’un, yerini tutmasına imkân yok.

Cumhuriyet’ten beğendiğim diğer yazar ise Ahmet Cemal’dir.

Milliyet yazarı için isim vermeyeceğim. En popüler, en ünlü olan kimse, odur.

Yeni Akit Gazetesini her zaman atak ve her zaman canlı bulurum. Zaman’ı da öyle.  Akit’te gözüm A.İhsan Karahasanoğlu ve Hasan Karakaya’nın üstündedir. Karakaya, o kadar konuyu nasıl buluyor-işliyor, doğrusu şaşılacak bir şey.

Basın hayatında soluk mavi bir nokta gibi duran Zaman ise ilk başlarda hiç ilgimi çekmedi, itici geldi. Ama içine girince boş bir yayın organı olmadığını anladım.

Bu gazetede Şahin Alpay, tereddütsüz favorimdir. Yanılmıyorsam Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Şahin Alpay’ı zaman zaman Engin Ardıç ile kıyaslıyorum, ama Ardıç kuşu ağır basıyor.

Diğerleri, Ahmet Selim (Zaman), Nihal B. Karaca (şimdi Habertürk’te biliyorsunuz) ve Ali Bulaç’tır. Nihal Hanım, öyle bir yazı tekniğine sahip ki hayran kalmamak imkânsız.

Daha sık yazmasını isterdim. Hatta hemen her gün. Ben, ona sağ basının Perihan Mağden’i diyorum. Yakıştıramıyorsa, umarım beni affeder. Onda tespit ettiğim şey; bakış açısında zig zagların olmayışı. Görüşlerini iyice belirginleştirmesi.

Ali Bulaç da konusuna hâkim bir yazar olarak temayüz ediyor. Oldukça beğeniyorum. Makalelerinde biraz Arapça'ya kaçmasa çok daha iyi olacak.

Tasavvuf ilgi alanım, bu konudaki favorim, tartışmasız araştırmacı yazar Ahmed Hulûsi’dir. Eserlerini okurum, internetten de takip ederim.

O, eski ile yeniyi bütünleştirmemiş, orijinal olanı pozitif bilimle harika bir üslupla okurlarına yansıtmıştır.

Şimdi, sizin "Bu bahsettiklerini gerçekten okuyor mu, yoksa atıyor mu?" diye düşünmeniz mümkün.

Doğrusu, okuduğum yönünde.

Ayrıca, sıradan bir insan olarak ilâve etmek istediğim bir husus daha var.

Savunduğum ilkelere ters düşen bir yazarı beğenmeme gibi anlamsız bir düşünceye sahip olmadığımı söylemek zorundayım.

Sevgili blog okurları, bir başka yazıda görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalııııın.

Ahmed F. Yüksel