Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '14

 
Kategori
Spor
 

Kimse yapamazsa Galatasaray golü kendi kalesine atar!

Dünkü maçın taktik yönünden incelenmesi her halde olabilecek en zor işlerden biridir. Çünkü Galatasaray’ın içindekinden dışındakine kadar herkes durumun kadro kalitesi, teknik adam veya rakipten kaynaklanmadığını çok iyi biliyor.

Detayları hafta ortasına erteleyerek sahada olan bitenle ilgili birkaç şey yazalım.

***

En son hangi versiyonunu oynadığımı hatırlamıyorum, 2000/01 olabilir Football Manager oyununda her zaman tercihim Liverpool olurdu. Yılda 10 ay durmaksızın lig, iki-üç yerel kupa, Avrupa kupaları ve milli maçlar nedeniyle toplamda en az 60-70 maç oynardı futbolcular. Öyle olunca da performansları giderek düşerdi. %100 ile oynayan az oyuncu olurdu.

Ne yapmanız gerekirdi?

Kadroda sürekli revizyonlarla ortalama bir performans yüzdesini tutmaya çalışırdınız. Son on yılda oyunda neler oldu bilmiyorum.

İyi giden takımın taktik yapısıyla oynamadan, sadece bir iki oyuncu değişikliği ile bile oyun düzeni, istikrarı bozulurdu.

***

Bütün üst düzey takımlarda öyle ya da böyle kadro derinliği olmasına karşın belli bir kadro istikrarını sağlamak gerekiyor.

Türkiye’de kadroyla en fazla oynayan teknik adam Mustafa Denizli’dir ve hiçbir zaman kalıcı bir başarı sağlayamamıştır. Üç büyük takımı şampiyon olmasını başarı olarak görebilirsiniz ancak ben bu şekilde görmüyorum.

Neyse uzatmayalım.

Galatasaray Fatih Terim’le öyle ya da böyle bir istikrar, düzen yakalamıştı. Mazisini çok iyi bildiğimiz süreç Mancini’ye geldi.

Mancini geçen sene bu takımla oyun hamuru gibi oynadı. Belki bu da bir yöntemdir o zaman sabretmek gerekiyordu.

Ne oldu, Mancini de gitti yerine Prandelli geldi.

Zaten dağılmış bir kadro yapısına onun da tercihleriyle eklemeler oldu.

Bugün biri çıkıp Prandelli üzerinden eleştiri yaparsa bilin ki o futbolla ilgisi ya fanatizm ya magazin seviyesindedir.

Galatasaray zaten dağılmış, belli bir düzen oyun anlayışından uzaklaşmış bir takım olmuşken kim gelirse gelsin benzer şeyler yaşayacaktır.

Prandelli, sadece tahmin ediyorum, o istikrarı bulma telaşı içinde. Zamanı var mı? Kesinlikle yok, çünkü zaten Galatasaray takım içinde, hem yönetimsel anlamda hem de taraftarıyla arasına giren soğukluk nedeniyle içsel bir çatışma yaşıyorken kimsenin kimseye tahammülü kalmamış durumda.

Bütün hafta Burak, Selçuk, Melo konuşuldu. Muslera’nın koyduğu tavır üzerine yorum yapıldı.

Düşünün ki Melo Galatasaray’ın takım ruhunu temsil eden Sabri’nin yerine geçti.

Belki de takımın geleceği olacak Selçuk’u taraftar istemiyor. Dün maçta altı pas içinden kaçırdığı pozisyonu birçok Galatasaraylının not ettiğine eminim.

Sağ ve sol bekleri değişen, orta alanda birçok alternatifle oynamaya çalışan takımın akortlu bir müzik gelmesi mümkün mü?

Balıkesirspor - Galatasaray

Düşünün ki Galatasaray Gökhan Ünal’dan gol yedi. Sercan’ın golü de zaten Galatasaray’ın içinde bulunduğu durumu özetliyordu. Kimse bir şey yapamasa bile Galatasaray golü kendi kalesine atıyordu.

Emre Çolak gibi şampiyonluklarda söz sahibi olmuş bir yetenek varken Olcan Adın transferi de Galatasaray’ın nasıl yönetiliyor olduğunun tipik göstergesidir. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..