Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Kimseye acımayacaksın...

Delikanlı işsizdir cebinde ancak iki çay içmeye yetecek kadar parası vardır.

Bu saatte kahvede kimse olmaz ama, bir iki çay içip biraz vakit geçiririm diye düşünür...

Kapıdan içeri girdiğinde Seyfi'nin boş olan masalardan birinde oturduğunu görür.

Selam verir... Seyfi çayını içmektedir. O gün işe gitmemiştir. Delikanlının da uzun süredir işsiz olduğunu bilmelktedir...

-Pişti oynayalım der...

-Oynamasak istersen, Seyfi abi ben aslında...

-Garson bir "52"der...

Bir çay da kendisi içer, bir tanıdık gelse üçüncü bardak çay içilse parası yetmeyecektir.

Kaybetmeme stresi ile oynamaya çalışır...

"Para parayı çeker..." kuralı bir kez daha geçerliliğini korur ve delikanlı yenilir.

Seyfi zevkten dört köşe, kahkahalar atar...

Ve delikanlıya hayat dersi verir:

-Bu devirde kimseye acımayacaksın arkadaş...

Delikanlı cebindeki son parası ile çayların parasını öder ve kahveden ayrılır...

Böyle durumların en iyi ilacı yürümektir bunu iyi bilir...

Dışarısı soğuk olsada o üşüdüğünün farkına varmaz.

Yolda yürürken:

İyiki başka biri masaya gelmedi yoksa ben ne yapardım. Bu seyfi abi gerçekten çok farklı biri dediği kadar acımasız da...

Halbuki masada birinin üstüne başka biri geldiğinde önceki ona çay ısmarlar, bu bir gelenektir. Bırak ısmarlamayı, kendi çayını da bedavaya getirdi. Çalışıyor olsam param olsa sorun değildi de...

Oysa; Fevzi, Sermet, Mesut böyle değiller...

Tamam; yenmenin zevki ayrı ama onlar benzer durumda bana hesap ödetmeyip üstüne birer çay daha söylemiş kişilerdi...

***

Delikanlı o zor günleri atlatıp iş güç sahibi olmuştur artık...

Bir vesile ile Cenk ile tanışır.

Cenk'in zaman zaman saklayamadığı acımasızlığı onu yıllar öncesine götürüp, Seyfi abisini hatırlatır.

Bazen Cenk:

-Bakkaldan yumurta alacak paramız yoktu Orhan ile bekar evinde kalırken...

-Kan(.......)tım kimin umrunda oldu...

Anlattıkları "ajitasyon" olamaz herhalde diye düşünür, hem zaman zaman benzer şeyleri Orhan'dan da duymuştur.

-İyi ama eskiye göre durumun çok iyi yine de bu sertlik niye?

-Düşmeyeceksin arkadaş, benim bütün çabam düşmemek için... Düşüne bir tekme de...

***

Acı çekenler fırsatını bulduklarında neden başkalarına da acı çektirir?

Hadi öykünün sonunu altı seçenekli bir şekilde size bırakalım.

Hangisini seçerseniz seçin.

1-Seyfinin başına zararsız bir olay gelir ve hafızası birden onu kahvedeki olayı pişmanlık duygusu ile hatırlamasına sebeb olur...

2-Cenk geçmişte yaşadığı acımasızlığı başkalarına da yaşatmaya devam ederken başına büyük bir felaket gelir...

3-Hayatın bir cilvesi sonucu Seyfi ile Cenk'in yolları karşılıklı olarak kesişir. Bu yoldan çıkış, ancak ikisinden birinin kaybetmesi ile mümkündür...

4-Cenk, arkadaşının telkini ve başına gelen ufak tefek zararlardan ders alarak daha iyi bir insan olma yoluna girer...

5-Delikanlı hayatın ilk başlarındaki acemiliğini artık atmıştır. "Her koyun kendi bacağından asılır" deyip Seyfi ve Cenk için ne halleri varsa görsünler diye düşünür... "Gemiyi kurtaran kaptan..." felsefesi ile...

6-Hayatta kim ne oldum dememeli. Birgün Seyfi ve Cenk (farklı zamanlarda) düştükleri zor durumdan kurtulmak için delikanlının kapısını çalarlar...

 
Toplam blog
: 180
: 901
Kayıt tarihi
: 25.07.09
 
 

Önceleri Milliyet Gazetesi'nin "Okur Mektupları" vardı...Şimdi ise "İnternet", "Milliyet Blog" ve..