Kiralık işçiler…

“Gecenin hayrındansa gündüzün şerri evladır.” Derdi rahmetli babam. Gece karanlıkdır. Bu yüzden daha çok karanlık işleri yapmak isteyenlerin seveceği zamandır, diye açıklardı. Pek de haksız olmadığını yaşadığımız olaylar gösteriyor. Gecenin geç saatinde meclisten alel acele geçrilen bir çok yasanın toplumun geneli için ne kadar faydalı olduğu ortada. Öyle olmasa bu kadar geniş kesimden bu kadar çok muhalefet gelmez.
Yine böyle bir gece yasası ile nur topu gibi kiralık işçi dönemi başlamış oldu. Böylece insanların mal değeri görmesi yasa ile kabul edilmiş oldu. Artık büro işçiye sormadan çalıştığı yeri, işi, süreyi belirliyecek. Bu uygulama işçiye karşı hiçbir sorumluluk taşımayacak olan işvereni memnun edecek. Masrafı azalacak. Kıdem tazminatı gibi bir şey söz konusu olamayacak. İşçinin sendikalaşmasının, hak aramasının önüne yasal olarak geçilmiş olacak.

Kendine en ufacık bir muhalefeti bile kabullenemeyip acımasızca cezalandıran hükümet biraz daha rahatlıyacak. Hakların iyileşmesini isteyen, zam isteyen sendikaların tepesinde “demoklesin kılıcı” sallanacak.

Böylesi bir insan kiralama yasasının başka türlü kiralama istemlerine de emsal teşkil edebileceği varsayılabilir. (Örneğin birileri kadın kiralıyabilir)

Yasaya göre bir iş yerinde grev varsa, büro kiralık işçileri başka bir işe kaydırbilecek değilse kazandığı ücretin yarısını ödeyecek. Yani bu işçilerin gerv hakkı yok. Arkadaşları grev yaparken, belkide benzer başka bir iş yerinde gervde olan firmanın üretimini devam ettirebilecekler.

Mevcut İş Kanunu'nun 7. maddesinde, bir işçinin işvereni tarafından aynı holdingin değişik işyerlerine ya da şirketlerine kaydırabilmesi için 'işçinin rızasını araması ve benzer işlerde çalıştırması' koşulu aranırken, yeni düzenleme bu konuda hüküm bulunmuyor.

Yasada, geçici iş ilişkisi kurulan işçinin kıdem tazminatı alıp almayacağı konusunda açıklık getirilmemesi de dikkat çekici.

Bu yasa ile İş ve İşçi Bulma Kurumu da bir anlamda özelleştirilmeye doğru gidiyor. Yerini kiralık işçi bürolarına bırakıyor. Çünkü hiçbir işveren sorumlu olmadığı işçi bulacağı bürolar varken, İş ve İşçi Bulma Kurumuna itibar etmeyecektir.

Yirmi bin tl. nakit dışında hiçbir teminatı olmayan bu bürolar, yarın bir gün kapatıp giderse çalıştırdığı işçilerin haklarının da ne olacağı meçhuldür.

Ağzını açtığında demokrasi, insan hakları gibi değerleri lafta savunanların, işçiyi mal gibi görüp kirlanmasına olanak sağlıyan yasa çıkarmasıda ayrıca düşünülecek bir konudur.

Cuma, Temmuz 03, 2009