Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kirli oyun….

Kirli oyun….
 

İki kutuplu dünya düzeni sona erip ABD dünya jandarmalığını ilan ettikten sonra kapital egemenleri daha evel kendi güvenlikleri adına gem vurdukları hırslarını hemen dışa vurmaya başladılar. Dünya üzerinde nerede emperyalistlerin çıkarı varsa orada ABD yönetim ve desteği ile kirli oyunlar hız kazandı. Bu kirli oyunların baş sahnesinin de ortadoğu olması son derece normal. Zira emperyalizmin can damarı olan enerji kaynakları orada. Bu uğurda kimi ülkeler silah zoru ile, kimi ülkeler politika ile ele geçirilmeye uğraşıldı. Sağlanılan başarı ise ortada.

Dün akşam imzalanan protokol ise bu kirli oyunların bir perdesi olarak dünya tarihine kapkara harflerle yazıldı. Dün akşamki kara komedinin aktörlerine bir bakalım.

Türkiye, Ermenistan, ABD, Rusya, Fransa ve Avrupa Konseyi Dönem Başkanı olarak Slovenya'nın Dışişleri Bakanları.

Son anda mızıkçılık eden çocukları kuaklarından tutup sofraya oturtan bir otoriter anne görünümünde Hillary Clinton. Yani Türkiye ve Ermenistanın ne düşündüğü hiç önemli değil. Emperyalizm Türkiye ve Ermenistanın dost olmasına karar vermiş. İsterlerse olmasınlar. İsrar ederlerse, ABD ni kızdırırlarsa Irak ve Afganistana getirdiği demokrasiden biraz da bu ülkelere götürülebilir. Resimde neşe içinde poz veren Rusya. AB, ve Fransa’da bu konuda hemfikir.

Yöneticilerimiz akıllarınca Türk halkını kandırıyorlar. Dağlık Karabağ konusu Türkiye ve Azerbaycanın istediği biçimde çözülmedikçe, bu protokollar yürürlüğe girmezmiş. Akşam izlediğim iktidar borazanı bir yığın Tv. kanalında yalakalar bile “tarihi anlaşmayı” anlatırken terliyordu. Ermenistan dışişleri bakan yardımcısının “Bu sınırlar soy kırımla çizildi. Zamanı geldiğinde tekrar ele alınacaktır” biçimindeki sözleri de onların da kendi halklarını kandırmaktan başka bir şey düşünmediğini gösteriyor.

Türkiye, Emperyalizm için son derece stratejik bir noktada bulunuyor. Doğru dürüst yönetilse kısa bir süre içinde sömürebildikleri ülkeler statüsünden çıkması işten bile değil. Bunu bildikleri için başımızı kaldıramamamız için ne gerekiyorsa yapıyorlar. İç politikayı, medyanın büyük bir kısmını, iş dünyasının büyük bir kısmını ele geçirdikleri için çok da zorluk çekmiyorlar. Bir aklı çok aydınımızın “Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar değerlidir” sözü anlayana çok şey ifade ediyor.

Güney doğumuzda oynanan Kürt tiyatrosu da bu kirli oyunun bir parçası. Yirmibeş yıldır sahnelenen PKK tiyatrosu belli ki işevini bitirdi. Bir sonraki perde güneydoğuyu ülkeden koparmak. Bu sahne ne kadar sürecek, istediği amaca ulaşacakmı bilinmez ama, aktörlerin bu rolü oynarken çok sıkıntı çektikleri belli. Zira hala bu ülkede bir türlü silemedikleri, yok edemedikleri Mustafa Kemal sevgisi, bağlılığı ve “Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai (sosyal) camiası içinde kendilerine kürtlük fikri, çerkezlik fikri ve hatta lazlık fikri, boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat (despotluk, uyruklara hak ve özgürlük tanımayan yönetim şekli)devirlerin mahsülü olan bu yanlış isimlendirmeler, birkaç düşman aleti, MÜRTECİ BEYİNSİZDEN başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka hiçbir tesir hasıl etmemiştir. Çünkü bu millet efradı umum (bütün) Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe, hukuka sahip bulunuyor.” şeklindeki sözlerini bilenler var.

Bir tarafta bunlar olurken, bir taraftan iktisaden ülkeyi sürekli dışarı ve dışarının iç uzantılarına borçlandırma, devleti güçsüzleştirme, özelleştirme adı altında yapılan yağma ve talan da aynı kirli oyunun başka perdelerinden biri değilse nedir?

Pazar, 11/10/2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..