Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '14

 
Kategori
Güncel
 

Kırmızı kırmızı gülümsüyorlardı...Dudaklarım değdi alınlarına...

Kırmızı kırmızı gülümsüyorlardı...Dudaklarım değdi alınlarına...
 

^^ Beni boynumdan değil ayaklarımdan asın çünkü peşimden gelenler olacak ^^ Deniz Gezmiş


Aylardan Mayıs ve  yıl 1972...Ankara'da güvenlik  birimlerinde bütün izinler kaldırılmış. Sabaha karşı şafak sökmeden 3 gencecik fidanın kalbi durdurulacak , bir daha sisteme düzene karşı gelemeyecek , o gencecik yüreklerin karşısında ezilmekten kurtulunacaktı. Çünkü o gençler  yürekliydi ! çünkü o gençler çıkarsızdı ! Çünkü o gençler halkı için mücadele ediyordu !

Saat 00.30 olmuş Halit Çelenk ve Mükerrem Erdoğan evlerinden alınmışlar. Her iki avukat Merkez Cezaevi'ne doğru yola çıkmış. Ankara'da Mamak Askeri Cezaevi çok sayıda güvenlik kuvvetleri ve  tanklar ile çevrilmiş. Bazılarının yüreğine su serpilecek oh kurtulduk dedirteceği bazılarınınsa yürekleri ilelebet  kan ağlayacaği vakte dakikalar kalmış.

Görevlilere telsiz ile komutlar gelmiş ve Deniz, Hüseyin, Yusuf'un buldunduğu hücrelerin kapısı açılmış. Yusuf ve Hüseyin daha önceden yazmış oldukları mektupları koyunlarına koymuşlar. Deniz ise darağacına karşı mektubunu yazacakmış. Dışarıda herbiri için ayrı araç bekletiliyormuş. Ayakları zincire vurulmuş, elleri arkadan kelepçelenmiş olarak dışarı çıkarılıp araçlarına bindirilmişler.

Arabalar arka arkaya Merkez Cezaevi'ne yanaşmış.. Koşuşturmalar ve hazırlıklar ardından araçların kapısı açılıp Deniz başgardiyan odasına, Yusuf ilerideki başka bir odaya, Hüseyin mahkumların görüşme odasına getirilmiş.

Deniz son mektubunu hazırlamadığından son mektubunu darağacını karşısında o söylemiş zabıt katibi yazmış.

Baba...

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum,insanlar doğar,büyür,yaşar,ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenler, ben erken gitmeyi normal karşılıyorum, ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. .........

Seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.

Oğlun DENİZ GEZMİŞ

 

Deniz mektubunu yazdırmakta iken avukatlarının aramanları bittince içeriye alınmışlar. Deniz onlara^^hoşgeldiniz ^^ demiş , bir ara infaz savcızı Sami Uğur , Deniz'e doğru eğilerek nasılsınız dediğinde Deniz ^^ çok mutluyum ve rahatım ^^ yanıtını vermiş.

Avukatları Deniz'e son arzusunu sormuş O'da cezaevindeki ve dışarıdaki  arkadaşlarına selam söylemelerini ve idam sehpasına nasıl gittiklerine tanık olmalarını istemiş.

Avukatları Denizin yanından ayrılıp Yusuf''un odasına gttiklerinde Yusuf hoşgeldiniz diyerek karşılayıp babası ve babasının nasıl olduğunu sormuş. Avukatları bir diyeceğin var mı diye sorduğunda Yusuf ^^ Biz inanıyoruz ki bu mücadele bizim ölmemizle son bulmayacak . Son bir kez Denizi görmek istiyorum ^^ demiş .İnfaz savcısı bunu gereksiz görmüş olacak ki neden gerek gördüğünü sormuş. Avukatları idam hükümlülerinin son istekleri yerine getirilir sakınca yoktur diyerek Yusuf'u  Deniz''in odasına götürmüşler. Ayakları zincirli,elleri kelepçeli iki fidan dallarını olanca gücü ile birbirlerine sarmış ve yaprakları ile kokuları ile vedalaşmışlar.

Avukatlar Hüseyin' in odasına doğru yola çıkmışlar  ve Hüseyin de onları  ^^hoşgeldiniz ^^ diyerek karşılayıp, babasını sormuş. Avukatları baban seninle gurur duyuyor dedikten sonra  Hüseyin'de aynı istekte bulunmuş ,Yusuf, Deniz ile son kez karşılaştırılmış.

Gitme vakti gelmiş , ayaklarındaki  prangalar çıkarılmış. Beyaz elbiseleri gelinlik misali giydirilmiş.

Onlar alınları açık, başları dik, yüreklerinde korku olmadan utanç duymadan halkı için vatanı için canlarını vermekten çekinmediler ve bunun gururu ile 42 sene önce bugün göğe gittiler.. 

Deniz'in göğe gelin oluş saati:  01,25 Denizin nabzı atıyormuş...............öylece  dönüp duruyormuş ve saat : 02.15 'te boynundaki ip kesilmiş.

Yusuf'un göğe gelin oluşu saati : 02.25 ...............O'nunda bedeni öylece dönüp duruyormuş boynundaki sicimi seyreden gözler Yusuf'un dönmesi  durduğunda 02.50 de ipini kesmişler.

Hüseyin'in göğe gelin oluşu saati : 03.00 'te ... üç fidan sonsuzlukta..

Ve üçünün babasına haber verildi. Halkı, vatanı  için canını çekinmeden feda eden evlatlarının naaşlarını almaya gelmişti babaları.

Baba Hıdır İnan oğlunu görmek istediğini söylemiş. Deniz,Yusuf,Hüseyin yıkanmak üzere yanyana üzerleri örtülmüş olarak uzatılmışlar.

Baba Hıdır İnan yüzlerini açıp önce Deniz'i sonra Yusuf'u sonra da oğlu Hüseyin'i  alınlarından öpmüş. ^^ Vatan ve Bağımsız Türkiye sağolsun ^^ demiş.

Dudaklarım değdi alınlarınıza ...

O gün 6 Mayıs 1972 ..

Bugün 6 Mayıs 2014  Baharı müjdeleyen gün, toprağın bereketlendiği gün..Günlerden yine siz !

Ve bu 6 Mayıs sabahı ,

Dalgalıydı Deniz taşlara vurup vurup yosunları yalar gibi  geçiyordu ..

Avucumdaki  kırmızı tomurcuk gül

Yosunların üzerinde , o da dönüp duruyor bir Deniz  oluyor, bir Yusuf oluyor , bir Hüseyin....ve kırmızı kırmızı gülümsüyordunuz.

...................Gülümsedim...Ben de, ben de sizi seviyorum.

 

 
Toplam blog
: 175
: 775
Kayıt tarihi
: 20.10.07
 
 

9 Eylül Üniversitesi Maliye bölümü mezunuyum. Şiir dünyam, bir tane kitap çıkaracağım dedim ve  b..