Kitaplar yasaklanmasın

Kitapların üstünde kara bulutlar mı dolaşıyor? Nasıl bir anlayışla karşı karşıyayız? Edebiyatın Cumhurbaşkanı Doğan Hızlan’ı kızdırmışlar, yazısının başlığı şöyle: “Bu zihniyet, edebiyatı değerlendiremez”

Yazısına nasıl başladığına da bakalım: “John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar romanının bazı bölümleri de sakıncalı görülmüş! Bu kadarına da pes artık!”

Bu arada, ikinci haber: “Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos'un Şeker Portakalı kitabını okutan Türkçe öğretmenine soruşturma başlatıldı.”

Doğan Hızlan daha hazin olanı yazmış: “Kitapları İnceleme ve değerlendirme Komisyonu diye garip bir kurulun varlığını da böylece öğrenmiş olduk. Her şehirde bu kurullar oluşturulacakmış. Demek ki bundan sonra edebiyat eserlerinin her şehre, her kurula göre baskıları yapılacak. Bana kalırsa, bu gerçekten ilgi çekici bir doktora çalışması olur.”

Doğan Hızlan, Yunus Emre’nin bile sansürlendiğini söylemiş. İsterseniz o dörtlüğü de buraya alıvereyim:

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver onları

Bana seni gerek seni

Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal da bir açıklama yapmış, aynı konuyla ilgili bölümü alalım:

“Tek tek şehirlerde öğretmenlerin kurul oluşturup Dünya Klasiklerini ahlaki açıdan incelemelerini ve yasak ya da sansür talebinde bulunmaları sansürcü zihniyetin tüm ülke çapında yaygınlaştırılması, iller düzeyinde kitap yasaklamaları yapılması anlamına gelmektedir. Lise öğrencileri birer genç yetişkin olarak okuyacakları kitapları kendileri seçecek niteliktedir.”

Hani şöyle söylesek abartmış mı oluruz sizce?

Sıra kitaba mı geldi?