Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Kıvanç Tatlıtuğ'un ve İlker Ayrık'ın kulakları çınlasın !..( Kulak çekmeli reklam )

Kıvanç Tatlıtuğ'un ve İlker Ayrık'ın kulakları çınlasın !..( Kulak çekmeli reklam )
 

Net'ten lıntı...


Kıvanç Tatlıtuğ, İlker Ayrık gibi önemli oyuncularımız, 'Tatlı paralar alarak' Makpank'ın 'Mıt İkizler' isimli reklamında oynamışlar.

Kıvanç Bey, toplamda 2 tirilyon neyim alacak diyorlar :)  Fena para değil.. Hani ya !..

Bana da teklif etseler oynamam demem...

Reklam, bir hayli keyifli başlıyor.

Yaklaşık altı aylık, iki afacan erkek bebek (Yeni doğmuş rolünde) yataklarında işeme gösterileri yapıyorlar... 

Biraz daha büyüyünce,orta okul sırasında 'Kopya eylemine ' teşebbüs etmekten dolayı, masum sarışın olanı, (Kıvanç Tatlıtuğ ) öğretmeni (?) tarafından, suç üstü yakalanıyor...

Buraya kadar tamam...

Zamanında biz de çok kopyalar çektik.... Hiç çekmedim diyen varsa sırtında yalan makinası yansın!..

Tokat da yedik... (Bir kez ) Kulağımız da çekildi...(3-5 kez )

Tokat atan öğretmenleri hiç hayırla yâdetmedim... Öğrenciye şiddet uygulamak bir çeşit sadizmdir...

Bizim, meşhur .'dayakçı dönem' kapandı derken, aradan  onlarca yıl geçmiş... Yine, yeniden 'nostaljik bir kulak eylemiyle ' karşılaşıyoruz...

Öğrenci, öğretmenini döverken...Hasta, doktoru nakavt ederken... Öğretmen, öğrencinin kulak zarını patlatırken... Kadına şiddet sürerken... Yemek zammını protesto eden fukara öğrenciler joplanıp tutuklanırken 'Eğitim camiasından' güzel haberler beklerken...

Reklama bakın !..

Kulak sündürme cezası...

Ülkemizde reklamların,aşırı tüketimde, yanlış beslenmede, savurganlıkta, şımarıklıkta ne denli etken olduğunu bilmeyenimiz yok !..

Eğitim kadar, denetim de şart !..

.........

Sadistten de eğitimci olmaz... Gerçek eğitimcilerimiz sayesinde bu günlere geldik..

Hayatta başarılı olmamamda, ailemin yanısıra, saygın öğretmenlerimin  payı çoktur.

.........

Reklamda,görünmeyen öğretmen (?)sarışın öğrencisinin kulağından öyle bir kavrıyor ki çocuk adeta havaya kalkıyor !..

Hangi çağdayız?.. Bu geriye gidiş nedir?.. Böylesine kulak çekilir mi?..

Bu ülkede, yıllardır kulak çekme,şiddet uygulama gibi  nedenlerle, öğrencisine psikolojik ve anatomik zarar veren onlarca eğitimci (?), yönetici (?) idari ve adli cezalara çarptırıldılar...

Milyarlık bedeller ödeyerek reklam hazırlayan koskoca bir bankanın yöneticileri hiç mi pedagojik, psikolojik danışmanlık hizmeti almazlar?..

Şimdi bu reklamı izleyen saf  çocuklar, uyduruk eğitimciler,''Bu sadist eylemin'' çok doğal olduğunu sanacaklar. Sonra ardından gelsin, silleler, şamarlar, tekmeler ha?..

Belki de bu yazıyı gereksiz bularak  beni kınayan 'Aklından zoru olanlar ' çıkacaktır..

Onlar: 'çağdaş' ise: ben 'çağdışı kalmışım '

Aşağıdaki, alıntı bilgiler, yedi yıl öncesi verileri açıklamaktadır..Son durumla ilgili anketlere ulaşamadım..Durumun hiç de iç açıcı olmadığı bir gerçek...

Allah akıl ve mantık versin !..

.............

''İlköğretim okulu öğrencilerinin en çok ''kulak çekme'', ''tahta sildirme'' ve ''ayakta tutma'' cezalarından şikayetçi oldukları, dayak olaylarının alt sosyoekonomik düzeylerdeki okullarda daha yaygın olarak görüldüğünü ortaya çıkardı. 

Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Gümüş, İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Songül Tümkaya ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Turan Dönmezer tarafından, Adana'daki 12 ilköğretim okulunda, 868 öğrenciyleyapılan araştırma sonucu, öğrencilerin en çok ''kulak çekme'', ''tahta sildirme'' ve ''ayakta tutma'' cezalarından şikayetçi olduklarını belirledi. 

Araştırmaya göre, okullarda, yasaklama ve yoksun bırakma uygulamalarına yaygın olarak rastlanıyor veöğrencilerin yaklaşık yüzde 50'si bu tür davranışlarla karşı karşıya geliyor. 

''Kötü bir davranış yaptıklarında okulda kendilerine ne yapıldığı' konusundaki  soruya, öğrencilerin yüzde 50'si, bir çeşit ceza olarak nitelendirdikleri ''tahta sildiriliyor'' yanıtını verdi. ''Tahtayı sildirme'' tarzındakifiziki zorlamalar daha çok alt sosyoekonomik semtlerde rastlanırken, üst sınıf okullarda ise daha çok ''fazladan ders- ödev verme'' tarzı cezalandırmalar artış gösteriyor. 

Bu arada, öğrencilerin en çok ''kulak çekme'' davranışlarıyla karşılaştıkları, yüzde 37.8'i ''bazen'', 37.1'i ''hiç'', yüzde 10.1'i ''çoğunlukla'', yüzde 15'nin ise ''her zaman'' bu durumla karşılaştıkları belirlendi. 

''Tebeşir fırlatma'' davranışının neredeyse hiç yapılmadığı belirlenirken, dayakla hiç karşılaşmayan öğrencioranının ise okullara göre yüzde 35 ile 60 arasında değiştiği, ortalamasının ise yüzde 46.7 olduğu belirtildi. Sopa-dayak olaylarının da alt sosyoekonomik düzeylerdeki okullarda daha yaygın olarak görüldüğü ifade edildi. 
Araştırmada, öğretmenlerden aylık olarak en az bir kez dayak yiyenlerinin oranı yüzde 28.5'i bulurken, yüzde 45'inin son bir yıl içinde en az bir kez dayak yediği, buna karşın hiç dayak yemeyenlerinin oranının ise yüzde 36'da kaldığı saptandı.

FİZİKİ CEZA VE ENGELLEME 

Doç.Dr. Gümüş, ''okullarda olumlu tutum ve davranışların neredeyse istisnai düzeyde'' kaldığını belirterek, ''Öğrenciler pek çok fiziki ceza ve engellemeyle karşılaşmaktadır'' dedi. 

Gümüş, şunları kaydetti: 

''Okullarda kötü muamele, aşağılanma, yasaklama, yoksun bırakma, alaya alma ve küçük düşürme davranışları oldukça yaygındır. Hem öğretmenler, hem öğrenciler, okullarda dayağa çok rastlandığını ifade etmektedirler. Sonuçta, bütün çocuklar şiddete tanıklık etmekte, okullardaki bu disiplin anlayışı ve genel ortam daha çok öğrencinin olumsuz bir benlik tasarımı geliştirmesine yol açmaktadır. 
Öğrenciler kendilerini, aşağılanmış, tehdit edilmiş, reddedilmiş hissetmekte ve daha fazla içe kapanmakta ya da psikosomatik düzeye varan tepkiler göstermektedir. Sadece kendi benlik algıları değil, arkadaş ve aileleri önünde alay veya utanma-uzaklaşma durumuyla karşı karşıya gelmektedirler.'' 

Okullarda Tokat Yerine, Kulak Çekme Devri

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlerin öğrencilere uyguladıkları cezalandırma biçimlerini araştırdı. 1992’den 2006’ya kadar öğrencilerin karşılaştıkları öğretmen dayağının incelendiği anket çalışmasında, 1992’de öğrencilerin en çok karşılaştıkları bedensel cezalandırma biçiminin "tokat atma", 2006’da ise "kulak çekme" olduğu ortaya çıktı.  

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlerin öğrencilere uyguladıkları cezalandırma biçimlerini araştırdı. Buna göre tebeşir ve silgi fırlatma oranlarında artma; başını duvara ve sıraya vurma, çok şiddetli dövme, kafa kafaya tokuşturma, ayakta durdurma, yumruk atma, cetvelle vurma uygulamalarında da azalma olduğu saptandı. İlköğretim ve lise öğrencilerinin eğrenimlleri boyunca karşılaştıkları öğretmen dayağının nedenleri, biçimi ve sonuçlarının araştırıldığı ankette, 1992’den 2006’ya kadar elde edilen veriler karşılaştırıldığında, öğrencilerin bedensel ceza ile karşı karşıya kalma sıklığının arttığı görüldü. Öğrencilerin büyük bir bölümü, mesleğinde ve özel yaşamında sorunlu öğretmenlerin daha çok şiddete başvurduklarını belirtiler. 

Uzmanlar, şiddetin ister sokakta ve evde olsun, ister işyeri ve okulda, artmasının altında en çok sosyal ve ekonomik nedenlerin yattığını belirtiyorlar. Şiddetin yaygınlaşmasında aile içi iletişim eksikliği, eğitim düzeyinin düşüklüğü, kültürel anlamda değerlerin yok edilmesi gibi etkenler de önemli rol oynuyor. 

Hangi ceza arttı hangisi eksildi 

Eldeki veriler ışığında 1992’den 2006’ya kadar öğrencilerin karşı karşıya kaldıkları bedensel cezalarda şu değişimler görüldü: 

Tokat atma: 1992 yılında yüzde 57.55 iken, 2006’da yüzde 38.17’ye geriledi. 

Kulak çekme: Yüzde 43.83 ile en çok rastlanan ceza. 

Çok şiddetli dövme: Yüzde 10.40’dan yüzde 5.83’e düştü. 

Saç çekme: 1992’de yüzde 30.87 iken, 2006’da yüzde 28.67 oldu. 

Tebeşir-silgi atma: 1992’de yüzde 25.00 iken 2006’da 28.33’e çıktı. 

Tekme atma: 1992’de yüzde 11.58 iken 2006’da yüzde 13.00’e yükseldi. 

Sopayla vurma: Yüzde 14.60 iken yüzde 11.67’ye geriledi. 

Başını duvara-sıraya vurma: Yüzde 7.72’den 4.67’ye geriledi.''

.............................

Ya şimdi ?..

?..!.. ?..

Kaynak :MEB

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..