Kızlarıma Yansımalar 4.Bölüm

Önümüzdeki yıllar Türkiye’miz için ne getirecek bilmiyorum. Ama bugün 2010 Türkiye’sinde hala arzulanan seviyeye ulaşamadık. Okul yıllarımda şöyle bir söz vardı “Her çocuk anne babasını geçmeli” en azından bir adım daha ileriye gitmeli. Kalite dünyasında buna “Sürekli İyileştirme” de deniliyor. Toplumların kalkınması, gelişmesi ve refaha ulaşması ancak bu mantıkla mümkün olacaktır. O yıllarda bunun mantığını kavramış biri olarak, eğitim seviyemi elimden geldiğince iyi bir şekilde tamamlamaya çalıştım. İstanbul Teknik Üniversite’sinden mezun olarak mühendis oldum. Lise mezunu babamı ve lise iki den ayrılmak zorunda kalan annemi tahsil hayatında geçmiştim. Sırada iyi bir iş ve evlilik vardı. Her iki konuda da şansım iyi gitti denilebilinir. Daha iyi olur muydu? Evet, daha iyi konuma gelebilir, standardı daha iyi seviyelere çıkarabilirdim. Henüz yolun sonuna gelmiş değiliz, gelecek günler ne getirecek bilinmez.

Sevgili çocuklarım, bu arada yaşımın ilerlemesi ile bir şeyi daha fark ettim. Bir çocuğun anne ve babasını geçmesi sadece eğitimle olmuyor. Sadece diploma kâfi değil. Eğitimin yanında insanın kendini geliştirmesi gerekiyor. Gelişim çok yönlü olmalı. Müzik, edebiyat, tarih, felsefe, fen bilimleri, güzel sanatlar vb. Bunun için en önemli formül, okumak ( Okuma konusunda hala babamı geçemedim ) ve bilgilenmek. Evet, şimdi sıra size geliyor. Gelecek nesilleri yetiştirecek bireyler olarak bakalım dedelerinizin, anne ve babalarınızın çizgisini yakalayacak mısınız? Bunu asla bir yarış olarak görmeyin, bu uğraşı hayatın bir parçası olarak değerlendirin.

Gelişmiş toplumlarda şehirlerin, organizasyonların ( kuruluşların ) hayatta kalmaları için vazgeçilmez kural sürekli gelişme olgusudur. Durmak, geri kalmak ve yok olmaktır. İlerlemenin önemi büyük ve kaçınılmazdır. Bu satırları anlayarak okuduğunuzda kendinizi geç kalmış saymayın ve kendinizi geliştirmeyi devam edin. Grafikler hep yukarı gitmez, aralarda aşağıya doğru eğilim de gösterebilir. Yaşantınızın bir bölümünde umutsuzluğa kapılabilirsiniz. Bu durum benimde sıkça başıma gelmiştir, ileride de benzer duygulara kapılacağımız kesin. Moralin bozulması doğaldır, önemli olan gidişattır.

Son olarak bana söylenen bir sözü aktarmak istiyorum, “zor olanı başarmak değerlidir”.