Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Kızlı Erkekli Palas

Kızlı Erkekli Palas
 

Denizli'deki öğrenciler için Başbakanımızın "kızlı erkekli aynı evde kalıyorlarmış" dediği iddia edildikten sonra konu gündemimize bodoslama daldı. Kızlı erkekli aynı merdivenlerden çıkan öğrenciler gibi kızlı erkekli aynı evde kalan öğrenciler de tartışma konusu oldu.

Hatırlayacaksınız daha önce kızlarla erkeklerin okul merdivenlerinden  yan yana inip-çıkması konusunda derin felsefik ve sosyolojik tartışmalar yaşamıştık. Onun devamı mıdır yoksa bir benzeri midir yoksa tesadüf müdür bilemeyeceğim ama Başbakanın bu ifadesi de oldukça tartışılacağa benziyor. Tartışılması da lazım.

Özgür seçimlerimize karışılmasından tutun özel hayata müdahaleye kadar gidecek bir yığın tartışma bizi bekliyor şimdi. Reşit sayılan insanların nerede ve kiminle yaşayacağına karışılmasının insan haklarına aykırılığından tutun öğrencilerin içerisinde bulunduğu zorlukların görülmeyip şekilde öğrenci taraftarlığı yapmaya kadar bir sürü tartışma zeminimiz olabilir. Ama benim söyleyeceklerim bunlarla ilgili değil.

Elbette yaklaşımın altında yatan başka başka sebepler olabilir. Mesela muhafazakar bir dünya görüşünün hayata ve bakışa yansıması olabilir. İnandığı değerlerin gerektirdiği bir gündelik yaşam zorunluluğu da olabilir. O da tartışılabilir. Söylemek istediğim bu da değil. Zaten bunları söyleyenimiz de hayli var.

Meselenin biraz insan psikolojisini ilgilendiren, biraz toplum psikolojisini ilgilendiren ve biraz da kültürel bakış açısını ilgilendiren kısmı da dikkate alınmalıdır diye düşünüyorum. Bazen insanlar asla sahip olamayacakları hasletlere gıpta edebilirler. Bunun sonucu bazen kıskançlık oluşabilir. Bundan da öte hiç içinde bulunmadıkları bazı ortamları ve durumları tamamen yanlış anlayabilirler, bambaşka hayallerle zihinlerini zıt ve ters sonuçlara sürükleyebilirler.

Malum gizli olan hep merak edilir. Gizliliği esas alan bir çok kurum ve kuruluşla ilgili şehir efsanelerinin türemesi de biraz bundandır. Tamam işin içine biraz fesat karışmış olabilir ama temelde insanların gizli olanı merak etmesi, merakını gideremeyince  kendi kültürel ve bilgi alt yapısı ile durumu değerlendirmeye kalkması bu durumlara sebep olur.

Örneğin doğal gaz zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden öğrenciler için "üstleri çıplaktı" denilmesi de bu yanlış kodlamanın bir ürünüdür. Kişi olayı kendi veri tabanı ile yorumlamaya kalktığı için devreler yanmış ve kısa devre yapmıştır.

Sadede gelirsek eğer söylediyse Başbakanımız da sahip olduğu muhafazakar temelli kültürel alt yapısı gereği bazı durumları kendince değerlendirmiştir. Kapalı kapılar ardında neler olabildiğine ilişkin tahminleri onu bu söyleme mecbur etmiştir. Onun penceresinden bakarsak normaldir ama genel pencereden baktığımızda suçlayan, yargılayan ve ötekileştiren bir söylem sözkonusudur.

Değer yargılarını sahip olduğu siyasi ve itikadi çizgiye göre hizalandırınca elbette farklı bir dünyaya farklı bir dünyanın gözlüğüyle bakmış ve değerlendirmiş oluyor. Bu da temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, kişilerin (reşit oldukları halde) özgür seçimlerinin engellenmesi sonucuna kadar gidebilir

Görünen köy kılavuz istemez, şapkadan tavşan çıkacak değildi ya..

Selam ve muhabbetle.

Murat HACIOĞLU

05.11.2013, Denizli

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..