Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '06

 
Kategori
Sinema
 

Kocası onu en yakın arkadaşıyla aldattı, o da gitti 50 keman aldı!

Kocası onu en yakın arkadaşıyla aldattı, o da gitti 50 keman aldı!
 

Roberta Yunanistan’da kocası ve iki oğluyla mutlu mesut yaşarken (ya da o böyle sanarken) bir gün kocası onu en yakın arkadaşıyla terk eder. Bu olaydan sonra annesinin evine taşınır iki oğluyla. Kendini New York’da sudan çıkmış balık gibi bulur. Burada liseden arkadaşı Brian ile karşılaşır ve bir müddet onun evinde kalır iki oğluyla. Bu arkadaşının vasıtasıyla Harlem’de bi okulda keman öğretmenliği yapmaya başlar. Fakat onu çok zor zamanlar beklemektedir. Öğrencileri, onların aileleri ve hatta kendi meslektaşları bile problem yaratırlar. Nihayetinde cesareti ve azmi onu başarıya götürür.

Wes Craven tarafından yönetilen Türkçe adıyla "Elli Cesur Kemancı", orijinal adı ile "Music of the Heart" 1999 yapımıdır. Roberta Guaspari-Tzavaras’ın gerçek hayat hikayesini anlatan bu film öğretme aşkını ve kararlılığını çok güzel betimlerken bazı özel detaylar konusunda yetersiz kalıyor.

Bu filmde en önemlisi erkeğin boyunduruğu altında yaşayan ve buna alışan bir kadının çaresizliğini görüyoruz. Bu boyunduruktan çıkamamanın verdiği etkiyle neredeyse eski lise arkadaşına da bağlanmak üzereyken kendine geliyor ve kendi gücünün farkına varıyor. Kadın olmanın onu aciz değil aksine daha güçlü kıldığını geç de olsa anlıyor. Hayatını baştan aşağı yenilemeye karar veriyor. Filmin ilk sahnesinde karşılaştığımız o pasaklı, gözü yaşlı, salaş kıyafetli tipik ev kadını gidiyor yerine kendine güvenen kararlı, azimli ve cesur kadın geliyor!

Bu değişim esnasında bocalamalar, ikilemler içinde sıkışıp kalıyor elbette. Ama beni en çok rahatsız eden nokta; hayatını erkeklerin yönetmesine izin vermesi ve bundan adeta zevk alması. Aslında bunun altında kendine güvenmemesinin yattığı bir gerçek. Erkeklerin kadınları yok etme metodlarının en tipik örneği. Kadının işini yapmasını ve hatta mümkünse bir meslek sahibi olmasını dahi engellemek!

Neden erkekler güçlü kadınlardan korkar? Neden erkekler çevrelerindeki kadınları hep kendilerinden daha aşağıda görmek ister? Aşağılık kompleksi mi dediniz? Birileri çıkıp bu yazıma da; "Doğa bunu gerektiriyor, kadın erkekten hep alçakta olmuştur. Kadın erkeğin leğen (!) kemiğinden yaratılmıştır" diye yorum yapacak olsa da inatla tekrar edeceğim.

Erkekler aciz kadınları severler ya da güçlü kadınları acizleştirirler. Daha sonra gönül rahatlığı ile bu kadınları doya doya severler (!) … Buna da aşk derler, sevgi derler! Aksine bu aşk değil, sevgi değil tam anlamıyla kadınları evcilleştirme yöntemleridir. Asıl aşkı erkekler kendilerine beslerler ve bundan da hiç rahatsız olmazlar. Bir kadının hayatını yönetmek demek, ormanda aslan kral olmak demektir onlar için. Aslan olmak ise; kontrolü ve gücü ellerinde bulundurmak demektir. Hangi aklı başında erkek kendinden üstün bir kadına aşık olmayı göze alır ? Çünkü asıl göze alacağı şey kontrolü ve gücü kaybetmektir. Yani kralı olduğu bu ormanı bir de dişi aslan ile paylaşmak ona çok gelmektedir. Erkek aslanın yatağı düzenli de olsa dağınık da olsa gene kendisine aittir.

Oysa dünya üzerinde biz modern toplumlarda bunun aksi idealdir. Ne erkek ne de kadın diye ayıracağım! Herkes birbirinin başarılarından ve üstünlüğünden, üreten topluma sağladığı katkıdan dolayı gurur duymalıdır! Kendine güvenen kadın ve erkekler toplumu daha ileriye taşıyacaklardır. Bundan değil midir, ülkemizde özellikle bu zamanlarda yaşanan aşırı gerileşme hareketleri? Kadınları bastıran bir toplum erkeklerini de aşağılık kompleksine sokarak daha çok bastırmaktadır ki; bunun sonuçlarını her geçen gün daha çok görmekteyiz. Oysa bilmiyoruz ki;bu kadınları bastırma dayatmaları sonucu vatanımızı dahi kaybedebiliriz. Görünürde erkeklerdir toplumun varlığını üreterek sağlayan. Oysa bu toplumu ayakta tutan görünmez eller ve ayaklar kadınlara aittir. Bunu kimse yadsıyamaz.

Baylar, kadınlarınız sizden üstün olsunlar ki, evlatlarınız da nispeten üstün olsun!evlatlarınız da bir önceki nesil evlatlarımızdan üstün olsun ki değişen ve gelişen dünyaya uyum sağlayabilelim. Geçmişimizd çok kısa sürede attığımız büyük adımları geri geri atmayalım! Unutmayın ki; ülkemiz halen gelişmekte olan (!) ülkelerden birisi.

Korkmayın akıllı kadınlardan! İnanın, sizin kadar tehlikeli olamazlar!

Not: Eşlerinin başarılarından dolayı mutlu olan ve onlara bu yolda yardımcı olan kendine güvenen tüm erkekleri tenzih ederim. Hepsine mutluluklar dilerim.

 
Toplam blog
: 55
: 2440
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İçimde devamlı yanıp tutuşan bir yazma aşığı taşıyorum. O yazar olduğunu bilmiyor henüz. Hangi di..