Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Kocaya dayarım sırtımı, kadınlık yaparım sadece

Kocaya dayarım sırtımı, kadınlık yaparım sadece
 

Oh ne alaaaa!


Dayanılmaz bir cazibesi olduğu için, yurdum kadını erkeği öyle bir baştan çıkarır ki; ömür boyu kul ve köle olur adem oğlu sorgusuz sualsiz.

Hem bu adamlar; yanına yakışan cinsten, onu taşıyabilen cinsten, üstelik kaldırabilen ve de girdiği toplumda " Aha işte Cilvenaz Hanım' ın medahar ı iftihar ı zevc i denilen ehemmiyettendir!

Öhöm öhöm.
İlikleyiniz önünüzü.
Saygıda kusur edilmez kadınlarımızın melekeleri, şecereleri ve de vizyonlarına.

Neden düşünceler kanatlandı beynimde ve çarpıp duruyor kemikten duvarlara?

Şu sebepten efem. Öncelikler okuyoruz Sayın yazarımızın satırlarını. Akabinde devam ediyoruz: 

"TÜRK kadının girişimcilik potensiyeli nedir? Kadınlarımız "ekonomik bağımsızlık" istiyor mu?

Yoksa "ekonomik bağımsızlığı" elinin tersiyle itiyor mu?

Girişimci kadına saygı duyulur mu?

Çoğumuzun merak ettiği bu soruların yanıtları KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği) ile araştırma şirketi İpsos KMG’nin gerçekleştirdikleri araştırmada.

Kentsel alanlarda, 15-59 yaşlarında 720 kadınla gerçekleştirilen "Girişimcilik Tutum Araştırması" geçtiğimiz aylarda tamamlanmış.

Toplam 13.8 milyonluk bir kadın nüfusunu temsil ediyor.

Bu nüfus içersinde kendi hesabına bir iş yapan kadınların payı yüzde 5 düzeyinde.

Araştırmanın en çarpıcı bulgusundan başlıyorum.

"Kadın ekonomik bağımsızlığına sahip olmalıdır" ifadesine katılmayan kadınların oranı yüzde 45.

Katılanların oranı da yüzde 45.

Yani şehirlerde kadınlarımız iki büyük blok oluşturmuş durumda.

Yarısı "ekonomik bağımsızlık gerekli" derken diğer yarısı "gerekmez" diyor.

Neden "gerekmez" cevabının yanıtı belki çevreyle ya da "mahalle baskısı" denen olguyla yakından ilintili.

Zira yüzde 44 oranında kadının görüşüne göre "girişimci kadına çevrelerinde saygı duyulmaz."

MAHALLE BASKISI EVE Mİ KAPATIYOR?

"Mahalleli ne diyecek" kaygısı ağır bastığı için şehirli kadınların yarısı evlerine kapanmayı tercih ediyor.

Durum böyle olunca da "kadının yeri evi ve çocuklarının yanıdır" diyenlerin oranı yüzde 46.

Ancak işin bir ilginç boyutu daha var.

"Kadının yeri evi ve çocuklarının yanıdır" ifadesine "katılıyorum" cevabını veren 15 ila 19 yaş grubundakilerin oranı yüzde 49.

Düşünün ki, okusunlar diye, eğitim yıllarının süresi uzasın diye tonlarca kampanya yapılan genç kızlarımızın yarısı "ben evlenince evde oturacağım" diyor.

Şehirli genç kızlar söylüyor bunu.

Bu yirmili yaşlarında olan kızımın kuşağının, benim kuşağımın asla söylemeyeceği bir şey.

O halde neler oluyor?

Nasıl bir dönüşümden geçiyor toplumumuz?

Giderek "muhafazakarlaşıyor" olmamızın"evde oturma" tercihindeki rolünü kim inkar edebilir?"(G. Benmayor-hurriyet.com )

Devam etmeye ve beyni fırtınadan fırtına savurmaya hal kaldı mı?

Ben de kalmadı.

Gidişat hangi istikamete?

Daha açık nasıl denir?

Bul kocayı, kap.....

Ahhhhh kadınlar, kadınlarımız.

Ne kadar sakat yanımız

Böylesi doldurduğun.


*Yukarıya arzuhalim var. Tez cevap isterim!*


Haber: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9989681.asp?yazarid=20&gid=61

 

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..