- Kategori
- Magazin
Kocaya kızdı, inat olsun diye de soyundu.

Semour (Soldan 3 ncü) milyarder eşinden ayrıldı, inadına soyundu, intikam aldı.
Stephanic Seymour henüz 41 yaşında ve dört çocuk sahibi. Tanınmış iç çamaşırı modoevi Victoria’s Secret’in eski top modellerinden. Kafası kızmış, 16 yıllık milyarder kocasından ayrılıp, “inat olsun” diye soyunmuş. Biz de kendisini Wanıty Fair Dergisinde bulduk çıplak. Böylelikle, bu ayrılığı da kutluyormuş cıbıldak kalmakla.
Ört ki, ölem!
Seymour, daha önce de çıplak pozlar vermiyor muydu? Veriyordu. Koca arada bahane yapılıp, niye harcanır? Eee, moda ve sanat dünyasının kaderi bu zaten. Türlü çeşitleri oluyor onların dünyası.
Top Modeller, ”topatmadan” önce, eski günlerini geri getirmek için, o günlere merdiven dayıyorlar, sizin anlayacağınız. Eski günlerin merdivenleri eşiğinde toplanıp tırmanmak istiyorlar, yine eskisi gibi tabi.
O yükseklerde başı dönenler de var. Her çıkışın, bir inişi de olduğunu biliyorlar. Bari düşerlerken, bir yerimiz acımasın diye, yere yumuşak iniş yapmağa çalışıyorlar. Ama, nafile. Tepetaklak inen de var. Yüzünü unutturmak için, kendiliğinden kaybolanlar var. Üçü beşi birleşip kimyalarını da birleştirerek çıkış için bir araya gelenleri var. intihar edenleri var.
İşte! Show dünyasından ses ve çizgiler bunlar. Bu Seymour 4 çocuk annesi. İş teklifleri azaldı. Koca milyarder ama, o, sanatının , şöhretinin ucundan yiyor, öylesi manen doyup besleniyor. Banknot, onlar için ikinci plânda. Bir yerlere gidip, paparazzi danışmanlığı yapacak hali de yok. Bundan sonra, kendi kafasına göre takılacak. Gerekçesi de kuvvetli olsun diye “kocama kızdım” dedi.Zaten bu sıralar herkesler, kocasına kızıyor. İş mi yani! Belki de, kızgınlığından karşı tarafın haberi bile yoktur. Herkes kendi havasında zaten. Hollywood dünyası işte bu! Aşağı kurtarmaz!
Geçenlere prova bile yaptılar. Beşi bir araya geldiler. Kimyalarını birleştirdiler. “Deneme” havasındalar. Hollywood dünyası koskoca bir değirmen. Hep yürüyecek, hep koşacaksın. Duraklamağa gelmiyor, hemen taşlarının arasına alıp öğütüyor. Öbür taraftan kıymıkların çıkıyor.
Sanatçıları “bunalım” götürüyor zaten. Elden ayaktan kesiyor. Bunalıma girenleri, hayat kırkında başlar diye avuturlar. Kırkına kadar hayat, öyle bir değişiyor ki, karşılaştığında, bu sefer de tanıyamıyorsun bre!
35 yaş şiiri vardır bizde, bilirsiniz. 35 yaş bunalımının tek suçlusu, bu hesaba göre, Cahit Sıtkı Tarancı mı oluyor? Bu şiiriyle şair, hayatımızın içine resmen etmiştir. Orası öyle! Kafasına 99 yıl yaşayacağını koymuş kimseleri bunalıma sokmuştur valla, bu gün, ha yarın diyerekten! Bu ne iş?
Hadi diyelim, Cahit Sıtkı’yı yerlilerimiz biliyor. Ya yabancılara n’oluyor? Di mi? Onlar Tarancıyı bilmezler ki! İşte! Dediğimiz gibi zirvedekilerin işi iş. Onların mekânı zirveler. Oralarda hayat buluyorlar, forslanıyorlar. Hep aynı yerlerde kalınmıyor tabi. Her çıkışın bir inişi, nasıl olsa var!
Onlar, gemileri yaka yaka zirveye tırmandılar. İnerken de o yanık kokularını koklaya koklaya düze inecekler. Her biri bahaneler bulacak. Ruhlarını tatmin edecek. Kimi sıkıntısını kocasından alacak. Kimi intihar edecek. Olaylar böyle başlıyor zaten. Seymour, ucuz atlattı sayılır yine de. O, şimdi muz gibi soyunuyor. Eh, Soyunsun!