Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Köküne kibrit suyu

Yaşadıklarımızı gizlemeli miyiz yoksa gizlenecek şeyler yaşamamak mı daha doğru? Ya da duygu ve düşüncelerimizi paylaşmalı mı yoksa kendimize mi saklamalıyız? Sevdiğimizi söylemeli mi yoksa gizlemeli mi? Deger verdiğimizi hissettirmeli mi?
 
O kadar derin ve karışık mevzular ki bunlar kişiden kişiye toplumdan topluma göre dahi değişkenlik gösterebilir. Ben kimseye zararı olmadığı müddetçe paylaşmasından yanayım duygu ve düşüncelerini insanın ama paylaşmak demekten kastım vestiyere palto verir gibi ellerine vermek değil insanların harcaması için onları şuursuzca. Zaten bu derinliği ve farkı görebilen beyinler benim kastettiğim, gerisinin köküne kibrit suyu.
 
Evet gerisinin köküne kibrit suyu diyerek sınıflandırıyorum sanırım insanları; kendisinden pek haz etmesem de zamanında Aysun Kayacı'nın yaptıgı bir açıklama geliyor aklıma "benim oyumla dağdaki çobanın oyu aynı mı" demişti. Alakası yok belki konumuzla ama ben ki herkesin eşit olması, kardeşlik, birlik ve beraberliği savunan insan gün geliyor benzer şekilde katagorize edebiliyorum bireyleri, ayırabiliyorum kültür seviyelerine göre. Neden, çünkü o bireyler zarar veriyor çevresine sırf kendi kafa yapısına ters düşüyor veya örtüşmüyor düşünceleri diğerlerinin düşünceleriyle diye, bilinçsiz ve tüm cehaletini görmeksizin yerip hiç çekinmeden eleştirebilme hakkını buluyor kendinde.
 
Diyorum ki bırakın herkes dilediği gibi düşünsün, bırakın bari ruhumuz rahat dolaşsın sokaklarında, vücüdumuzun yeterince tacize magruz kaldıgı memleketinde. Yargılamayı bırakıp illa aynı bakış açısına sahip olmamız gerekmediğini kabul edip özgür kılalım birbirimizi. Yeri geldi mi gülüp geçebilmek, yeri geldi mi alkışlamak, yeri geldiğinde de beraber yürüyebilmek aynı doğrultuda farklı hedeflerimiz olsa da.
 
Zor zanaat kardeşim toplumu analiz etmek,uğraşısı insan olmak; o yuzden bir sosyologları bir de psikologları takdir etmişimdir hep, psikiyatris demiyorum bakın, kafayı sıyıran insanlara ilaçları dayayıp suni lustral gülümsemesi yaşattıkları için onlara pek sempatim yoktur.
 
Özetle, yeterki ruhumuzu satmayalım doldurmak için içimizdeki boşlukları çünkü hertürlü boşluk doluyor; ya yemekle ya içmekle ya da uyumakla da bir ruhundaki boşlukları dolduramıyor insan...
 
Nazım Hikmet'in dediği gibi...
"Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksilliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen."
 
 
Toplam blog
: 11
: 1546
Kayıt tarihi
: 29.09.15
 
 

Kurumsal hayata sıkışıp kalmış plaza çalışanı, bekar bir İstanbul kadını.... Biraz kendimden, bir..