Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '09

 
Kategori
İnançlar
 

Komşumun okuttuğu mevlüt

Merhaba,

Bir kaç gündür kendimi çok çekilmez buluyorum, nedendir bilmem. Oysa ki kendim ile barışık birisiyim, neyse geçecektir elbet...

Bu yazacaklarım da naletliğimden mi:-) yoksa bana göre gerçek olan nedenlerden mi kaynaklanıyor bilmiyorum...

Hani deriz ya "kırk yıllık komşum" diye, işte tam 40 yıldır karşılıklı oturduğumuz komşumun eşi vefat etmişti, iki yıl önce. Onun sene mevlüdüne davetli olduğumuz için, aileyi temsilen ben katıldım.

Daha önceki yazılarımda anne ve babamı 30 gün ara ile kaybettiğimi yazmıştım. Bizler de her ikisinde 7 gün boyunca her gece kuran okuttuk, 52'sinde ve senelerinde de mevlüt okuttuk. Çünkü benim inancım; vefat etmiş insanların dini inançlarına göre hareket etmektir, onlar nasıl olmasını istiyorlarsa. Onlarda böyle olmasını istiyorlardı, bizler de yerine getirdik. Şayet kaybettiklerim hristiyan olsaydı, onların inançlarına göre hareket ederdim, ataist olsaydı, herhangi bir faaliyette bulunmazdım.
Mevlüde gitmemin nedeni; hem kaybettiğimiz komşuma saygımdan, hem de eşini çok sevdiğimdendir...

Lütfen beni hem mevlüde katılıp, hem de eleştriyor diye kınamayın. Eleştriyorum, çünkü nedenini yazdığımda sizde hak vereceksiniz...

Bütün bir mevlüt boyunca çok kısa kuran okuyup, kalanını ilahiler ile geçirdi. İlahilerde büyük hüzün ve acı vardı. Çocuklarını kaybedenler için, anne-babalar için, kardeş kayıpları için, vs. vs. vs... Üstelik de şarkı söyler gibi ahenkli ahenkli, hani neredeyse kendini zorlasa kalkıp bir de göbek atacak:-(

Bu törene katılan insanların yüzde sekseni 45-50 yaş üzeri. Bir çoğunun tansiyon problemi muhakkak var. Şekeri olan, kalp hastası olan, üzüntü üzerine artacak bir çok rahatsızlığı olan insanlar eminim vardı. Ve eminim ki; bu insanların bir çoğu çok yakınlarını kaybetmiş insanlardı. Bu kadın öyle söylemlerde bulundu ki; ben dahil orada bulunan herkesin ağlamasına neden oldu.

Şimdi sorarım size; bu bir mahiret mi??? İnsanların acılarını deşmek -ki zaten o acı o insanların içerisinde var. Tansiyonlarını yükseltmek, hasta etmek caiz mi???

Yakın tarihte yazdığım bir yazımda size "Cenazede Ağlama Derneği" diye bir kuruluştan bahsetmiştim, sanırım bu hanımda oraya üye birisi:-(

Yukarıda da belirttiğim gibi; bizler de bu tür görevlerimizi yerine getirdik ama okuyacak kişiyi baştan uyardık; kuran'ını okuyacak, duasını ettirecek, duanın içinde Atatürk'e, silah arkadaşlarına ve tüm şehitlerimize de rahmet okuyacağı konusunda. O da görevini yerine getirip, gidiyordu.

Bu hanım, değil bütün bunları yerine getirmek; Türkiye'ye "MÜCAHİTLER" yetiştirme konusunda söylemlerde bulundu. Ev benim olmadığı için ve misafir olduğumdan bir müdahalede bulunamadım ama içim içimi de yedi doğrusu.

Bir başka konusu ise; dua sırasında kalkıp selamlaşma var. Herkes ellerini birbirlerinin ellerinin içine alıp, dua okuyup, yüzlerine sürüyorlar. Yüz kişi varsa her biri ile ayrı ayrı aynı işlem yapılıyor.

Şimdi; her gün televizyonlarda basbas griptan korunmalı, eller yıkanmalı, mümkün olduğunca elle temas etmemeli diye anonslar veriyor, üstelik de tam geçiş mevsiminde... Burada bu kadar kişi bu işlemi yaptı.

Evet; belki kuran'da böyle bir şey geçiyor olabilir ama o zamanlar "Domuz Gribi" diye birşey yoktu. Bu kadar çok hastalık yayılmamıştı. Madem ki; kuran'ı istediğimiz gibi kendi kılıfımıza uyduruyoruz, bunda neden ön-ayak olmuyoruz. Ben onun yerinde olsaydım ya da ev sahibi ben olsaydım, baştan uyarır, böyle bir nedenden dolayı selamlaşmayı yapmayacağımızı, sadece duasının okunması gerektiğini söylerdim...

Ayyyy gerçekten ben nalet mi oldum? Yoksa yazdıklarım gerçek mi?
Yok yok gerçek, buna inanıyorum...

Güzel günleriniz olsun...

SEMA
 
Toplam blog
: 51
: 795
Kayıt tarihi
: 10.08.09
 
 

Merhaba, 18 Şubat 1964 Artvin doğumluyum. Yüksek okul mezunu olup, uluslararası bir Vakıf'tan ofi..