Ulusal Onur
Suskunluk kulaklarda
Duymazlığın ötesi
Başlar eğik...
Başlar yenik
Uğruna savaştığı toprak
Çıkmazlar sarmalı
Dayatan onursuzluk
Yok oluş
Ulus düşünmede
Kırgın
Kızgın
Tırmanır acı yokuşu
(Zaman Kanatlı sözler)
*
Ak kağıda Düşen
.........
Söylenecekler söylenmişlere eş değil
(Doludizgin)
*
Karadeniz
maviliklere dökül
serin duru
yeşil boyunca
deniz dumanın
kadın sesleri
Aşkları giz kılıyor
Söylenmemiş çağrı
(Doludizgin)
*
Muştular
İki kez yıkanamadığımız
O soylu ırmak
..............
karanlığa inat
(Doludizgin)
*
Bitmeyen
.............
Yüreğinde sevda
Kuşaklar boyu
(Doludizgin)
*
Ay Büyüyor
..............
Sevdalı düş ay
Yakıyor kara geceyi
(Doludizgin)
*
Yaşam
..............
Yinelenmez dünde kalan
Her gün yaşanan
(Doludizgin)
*
Usla Yürek
..............
Karşı duvara vuran ses
Çoğalır dize dize
Usla tartılır yürek
Ardında zaman
Türküsü soluklar
(Doludizgin)
*
Canevi
............
Denizlerin çekildiği yerdeyim
(Doludizgin)
*
Çoğalan
..............
.
giz değil yaşanmışlar
insan yüzünde
(Doludizgin)
*
Yaşadığım Gün
Açan gün
Yeşeren yaprak
Ömrümüzün çığlığı
Kapı diplerinde
Ağlayışları çocukların
İz bırakan derin
çizgiler
Kadın yüzleri
Uzaklarda
alev saçan silahın
sesi
Yüreğimize düşen
(Doludizgin)
*
Sergi
...............
Düşüyor
Deli çığlık
Aynasında zaman
(Doludizgin)
*
“ .........
Bireysel kurtuluşun dayattığı günlerdeydi. Tenini sakınmadan sergilerken yüreğinde de kaygıları taşıyordu.”
(Annem Aşık, Düşkün Kıyıda)
*
“ Baba, gerisin geri döndüğünde pencere kenarına tutunan martıyı bıraktığı yerde bulamadı. Martının engin maviliğin ötesinde duran ‘Güneş Ülkesi’ne doğru uçtuğunu buğulanmış kalın camın arkasında düşledi.”
(Annem Aşık, Martının Dostluğu)
*
“ Dede, usunu yüreğine, yüreğini usuna aktarırken küllenmiş bir köz ateşle oynadığını biliyordu.
(Annem Aşık, Bayramlar Eskimede(n)
*
“ Konuk, yemez yediren, sevdiğine varını gönülden sunan bir halkın çocuğu olmakla nasıl da övündü!”
(Annem Aşık, Düş Değil)
*
“ Bayan Aşkın’ın çoğalan sevinci, umutları, beklentileri dizelerde saklıydı. O yeni dostlukları yakalamıştı; artık yalnızlığa, yakınmalara ‘paydos’ dedi.”
(Annem Aşık, Bayrağımızın Rengi)
*
“Acıların uzağında duran karımın bal rengi gözlerine baktım. Yüreğimde duyduğum acıya karşın yaşama sevincim durmadan çoğaldı.”
(Annem Aşık, Kanayan)
*
“Baba, kapının aralığından bakan karısından, çocuklarından habersizdi. Onlar da, onun yüreğinden, usundan geçenlerden.”
(Annem Aşık, Sabahları Seviyorum)
*
“Çocuk, babasının söylediklerinden uzakta, gülen menekşenin morunda, çok yapraklı papatyanın sarılarında yeni dostluklara koşuyordu.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Gülün Dikenleri)
*
“Baba, çiçeklerin bedenlerinden çok benliklerine işlemiş yılgınlıkla tanışıklıydı..
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Çiçeklerle Söyleşi)
*
“Kanat takıp uçmak istedi anne.”
(Sabahları Seviyorum,Annem Aşık, Pazar Sabahı)
*
“Düşsüz de yaşanmıyor ki !”
(Sabahları Seviyorum,Annem Aşık, Yaşasın Annem)
*
“On beş günlük dinlence denize, kuma, güneşe doymanın ötesinde yaşamlarında yeni bir sayfa açmıştı.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Çocuklar Korosu)
*
“Mehri ninenin yaşlanmış yüreği dayanamıyordu artık esip savrulmaya.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Dilek Kızağı)
*
“ Karadeniz uşaklarının yetiştiği o kutsal savaş, yirmi iki gün yirmi iki gece düşmana dur diyen Sakarya’nın destanını yazıyordu.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Yaşanmışın En Güzeli)
*
“Yaşam özverilerin toplamıydı. Kurtuluş ayrılıklardan geçmiyordu.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Türkülere Tutun)
*
“Leman ak gelinliğini düşledi.”
(Sabahları Seviyorum, Annem Aşık, Yaşam Yürürlükte)
*
“Yüreği de kapının sesi gibiydi. Kapıyı yumruklayan kadın sesiydi.
(Annem Aşık, Çamlar Konuşunca)