Köprü Otoyol Orman

İstanbul Boğazına üçüncü köprü yapılıyor. Bu köprü yapılma tasarısında akla hangi olumlu ve olumsuz etkileri geldi acaba. Bu köprü Anadolu, Trakya trafiğini metropol dışına taşıma amaçlı mı yoksa kent trafiğine çözüm için mi yapılacak. Öğrendiğimize göre İstanbul trafiğini transit trafikten ayırmak gayesi varmış.

Eğer Avrupa-Asya Transit trafiği söz konusu ise Hiç düşündüler mi otoyol güzergahın da verimli koru ormanı kaç hektar. Güzergah tespitinden önce ilgili sivil toplum örgütleri ile arazi doğal zenginliği ve kıymeti konusunda inceleme için işbirliği yapılacak mı?

Bu güzergahın mülkiyet sahibi Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman Genelmüdürlüğü'ne, güzergahın çevresel ve flora yönünden önem ve kıymeti sorulacak mı ? Yoksa otoyol ve köprü söz konusu olunca başka hiçbirşeyin kıymeti sözkonusu olmuyor mu?

Daha sonra kamuoyunda çevre tahribi yapılıyor protestoları yükselmeden, ön incelemenin kamuoyu önünde yapılması, hava fotoğrafları ve sayısal - fotogrametrik güzergah-harita tespitlerinden itibaren ve alternatif güzergahların halihazır arazi vasfına göre kamuoyuna açıklanması ve ilk tesbitler de Ç. ve Orman bakanlığı ve ilgili sivil odalardan temsilciler iştiraki ile tesbitlerin yapılması gerekmektedir.

Bu konularda İstanbul Büyükşehir Belediyesi görüşlerini bildirmiş ama bunlar arzu ve temenni şeklinde. Karar karayollarında. Bu köprü bağlantılarının devam edeceği otoyollar ormanlık araziler de viyadüklerle geçiş yapsa da bu inşaatlar sırasında orman alanı, servis yolları ve malzeme ikmallerinde çevre tahribatı hesap edilip eko sisteme etkisi ve doğal florada ki tahribatı göz önüne alınacak mı?

Karayolları, enerji nakil hatları, veya diğer link hatları için güzergah tespitinde orman alanları bedava arazi olarak algılanmakta, bedelsiz de tahsis yapıldığı için (özellikle karayolları tahsisleri böyle), orman alanlarından tercihen geçiş yapmaktadırlar. Gerekçe Devlet'e mali yük olmaması. Oysa manevi ve milli değerlerin heba edilmesi akla hiç gelmiyor.

Yollar da elbette ülkenin kan damarları gibidir. Fakat maddi bir külfet veya maliyet artışı olacak diye üzerinde servet saklayan ve bu serveti devamlılık özelliği gösteren ormanlar, sürdürülebilir tabii kaynakların başında gelir ve yan fayda ve etkileri sayılamayacak kadar çoktur.

Böyle önemli bir milli serveti maliyet kaygısı ile bu tip projelere kurban etmek gelecek için hiçte akılcı ve ekonomik düşünce değildir.

Orman sayılan, belki de özel mülkiyet olan sahalarda üniversite, uydu kent, veya kentsel faaliyetler için orman yoğaltım faaliyetleri olurken akla gelen orman tahribatının binlerce katı tahribat ve orman alanlarının daralması bu projelerin uygulanması ile Kamu-Devlet ormanlarında söz konusu olacaktır.

Bugün şehir bağlantısı olmasa da daha sonraki yıllarda yapılmayacak demek değildir. Mevcut otoyollar da seyahat sırasında geçerken çevre tesisatlarına ve emniyet barikatlarına, bir bakın sağlam olan pek az. Otoyollarda yolcu indirmek bindirmek normalleşmesi bir yana şehir içi geçişler de ilave makas (kavşak) bağlantıları yapıldı. (Adana örneği)

İstikbalde yapılacak bağlantı göbek ve alt-üst geçit virajları kimbilir ne kadar orman alanını yutacak. Bunların inşaatı sırasında ne kadar doğal flora tahrip olacak. Yüzlerce kilometre otoyol şevlerle ve koruma alanı ile birlikte yaklaşık 50-75 m. genişlikte güzergah, orman sınırları dışına çıkmış olacaktır.

Alternatif mi istiyorsunuz Birincisi; Silivri, Adalar'dan Yalova'ya bağlasınlar. İkincisi; Kuzeydan Terkos kumullarından geçirsinler, bu güzergahta da bütün orman alanların da viyadükle geçsin. üçüncü; İstanbul'la bağlantı yapılmayacak sa bu geçiş de boğazın güneyinden deniz altı tüp geçişle yapılsın.

Bu önerileri hayali görebilirler ama gündemde olan projelerin henüz tasarı safhasında iken gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekir.

İş ihale aşamasına geldiğinde iş işten geçmiş olacaktır. İlgili kuruluşlarda bu çevre ve doğal varlıkların milli zenginlik olarak dikkate almaları gerekmektedir.


Nariçi: 16.11.07

foto: milliyet.com