Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

KÖPRÜ YAPMAYALIM TÜNEL YAPALIM

Bolu dağı tünelini lunapark gibi ışıl ışıl bulup o yolda araba kullanmayanı dövecek! olan tüm vatandaşlarımızın gözü aydın. O meşhur! (artık göremeyeceğiniz yazımda) içiniz rahat olsun bilumum İstanbul, Çanakkale köprüleri İzmit körfez geçişi yapılacak merak etmeyin demiştim. İşte sırası ile hepsi başlıyor. Sanırım bu yapılaşma faaliyeti kesilecek tek bir ağaç, kuruyacak tek bir sulak alan kalmayınca ancak bitecek. Gerçi o zamanda biz ne olacağız çok merak ediyorum ama bizler için o süre çok uzun vade.

Sayın okurlar anımsarsanız metrobüs olayına yaklaşımların geneli pahalı otobüs seçimi ile ilgiliydi. CHP' si de itirazlarını buna dayandırıp seçimi kazanır ise bu tür yatırımlara devam edeceğini söylemişti. Bense sorunun en az önemli tarafının pahalı ve/veya yanlış model seçimi iddiası olduğunu, çözüm olduğu iddia edilen kavramın temelden yanlışlığını belirtmiştim ve hala da o iddiadayım. (Bu arada metrobüse de biniyorum zaman zaman.) Şimdi 3. köprü içinde kimin o güzergahta arazi aldığı ve zengin olacağı, 3. köprünün imar planlarında yer almadığı vb savlar ileri sürülüyor. Bense bunların hiçbirine takılmıyorum. Ben çok basit bir matematik / fiziksel gerçeği tartışmak istiyorum. İstanbul' a yapılacak hiç bir ulaşım yolu ve/veya taşıma aracı yatırımı çözüm olmadı, olamayacak da. Bu açık ve kesin bir gerçek. İşte ben çözüm olamayacak (olsa ne farkeder) yapılanmalar için bu doğa katliamını (tek bir ağaç olsa ne farkeder) kabul edemiyorum. Bu beni çıldırtıyor.

Sayın okurlar bu köprü yapılınca, şehir hiç kuzeye genişlemese (nasıl genişlemeyecekse), hiç ağaç kesilmese (nasıl kesilmeyecekse) ve dahi hiçbir doğal alan bir m2 zarar görmese de (nasıl görmeyecekse) trafik hiçbir şekilde RAHATLAMAYACAK. Eğer o gün yaşıyor olursam isteyen ile istenen güzergahı istenen saat ve mevsimde kontrol ederiz.

Sayın okurlar bu köprü yapılsa da yapılmasa da sadece iç, doğu ve güney doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesi çıkışlı araçlar Edirne / Tekirdağ yönü geçişini İstanbul üzerinden yaparlar. Aynı olay tersi içinde geçerlidir. Bursa, İzmit, Adapazarı, Ege / Akdeniz çıkışlı ve varış noktası Tekirdağ / Edirne güzergahı olan hiçbir araç bu köprü yapılsa da yapılmasa da İstanbul geçişini kullanmaz. Kullananın başka bir nedeni ve/veya bir olasılık psikolojik sorunları var demektir. Bu da yeni bir köprü ile tedavi edilmez. Gelelim ikinci noktaya. Bu yöreler çıkışlı ve İstanbul' da konaklama yapması gerekmeyen, doğrudan Çorlu, Tekirdağ, Edirne Kırklareli yönüne transit geçecek araç sayısı / yüzdesi kaçtır? (Dikkat edin ben olaya daha esnek yaklaşıyorum. Sadece ağır vasıta demiyorum. Desem zaten sayı ve yüzde iyice azalacak. Yani yatırımın gereksizliği iyice belli olacak.) Üçüncü nokta İstanbul trafiğindeki sorunun nedeni özellikle bu yörelerden gelen ağır vasıtaların ikinci köprü güzergahına girmesi midir ? Yani çıksalar bu trafik düzelecek mi? Allah aşkına dün saat 17.20' de E 5 üzerinde Anadolu yakasında Küçükyalı' da Ulusoy tesisleri önünde trafik durmuştu ve tek bir (pardon bir tane, o da raylı sistem şantiyesinden çıkmıştı sanırım beton tankeri vardı) ağır vasıta yoktu. Küçükyalı' da duran trafiğin nerede yavaşladığını siz tahmin edin. Şimdi Gebze / Çatalca güzergahı nasıl olur da Küçükyalı trafiğini rahatlatır. Ne ilgisi var? Üstelik sorun sadece ve asıl olarak çevre yollarında değil ki. İstanbul' da herhangi bir saatte, herhangi bir güzergahta yine sorun var. Bu güzergahların mesafe olarak yeni köprü ile ilgileri yok ve buralarda zaten tek ağır vasıta da belediye ve halk otobüsleri neredeyse.

Sayın okurlar kabul edemediğimiz sorun şu. Biz genelde bu ülkenin, özelde İstanbul' un kaldıramayacağı sayıda ve nitelikdeyiz. Ve bu ters orantıyı sürdürmeye devam ediyoruz. Sorun sadece sayısal fazlalık değil. Bu fazla insanın -konumuz özelinde bakarsak- yine çok fazlası araç kullanmayı bilmiyor. Aracı yürütmek, aracı kullanmak ile eş anlamlı algılanıyor. Aracı kullanmayı bilenlerin çoğu da trafik kuralı ve insana saygı kavramını takmıyor. Bu insanları trafikten men edecek organizasyon ise yok. Sadece cadde üzerine park etme kavramını önleyin, bakın bakalım trafik hızlanıyor mu hızlanmıyor mu? Bunu yapmak teşkilat vb işi denmesin. Bir köprü yapmanın maliyetinin 100' de birine yüz farklı çözüm ve organizasyon üretilir ve hepsi de etkili olur.

İşte sayın okurlar sürekli olarak bu ülkenin fiziksel / yadsınamaz, hiç bir siyasi , dini vb soyut sayılabilecek görüşle ilgili olmayan gerçeklerini yok sayarak çözüm üretme çabaları sadece yeni sorun üretirler. Ve biz Bolu dağı tünellerini isteyip (o yolda kaza yapmasak içim yanmaz) ama arabayı caddeye park etme alışkanlığımızdan vazgeçmeyen insanlar olursak evet çözüm olarak da önümüze köprüler koyulur. Hiç suçlamayın iktidarları. Suçlu ayağa kalk deseler oturması gereken bir kişi kalmayız.

Bence iki boğazın üstünü tünel yapalım bitsin bu tartışmalar sonrasına da sonra bakarız.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..