- Kategori
- Deneme
Korkma bilirim acıyı,tedaviyi... İmkansızlığın kekremsi tadını... En en güzel hikayem...

Çiikin Ödeğim
Şefkati bana bakışlarında dört mevsim gibi işlenmişti.
En çok sıcacık şefkatini seviyordum…
Babam gibi…
Düşüncelerimde uzandığım, bir tek “alo”ma bakan yaşam sevincimdi, yeniden filizlenmiş çiçek tomurcukları kadar taze ve sevinçle dolu yaşama atılan.
Bir kardeşin kardeşe yaşattığı sırdaşlık gibi…
Kokusu kâinatın en emsalsiz kokularına bedel, sevgi dolu...
Kokusunun hiçbir zaman eksilmeyeceğinden emin, yerden yere çaldığın kimi zaman yokluğunu, sövdüğün onsuz dakikalara…
Hiçbir şeyden tat alamadığın yavan bir ekmek gibi…
En çok da korktuğum zamanlarda sarılmayı severdim, kokuyu iliklerime kadar hissettiğimde hiçbir şey incitemezdi beni…
Şartlı yaşamıyordun ki, hiçbir şey için zorunda değildin, vitrin insanlarından yorulmuştun hayatın, genç yaşında “keşke” dediğin pişmanlıklarını silip süpüren
yaman bir esinti, deli bir rüzgâr gibi…
Kirpiklerinin gölgesinde dinlediğin masallar… İçinde baş kahramanın hep ben olduğu…
“Sarı Kanaryam” hitabına homurdanarak, gözlerine baktığım ve sonra gözlerindeki o masumiyete acıyıp kocaman kocaman öptüğüm yürek,
Yutkunduğun an duran nefesim gibi…
Koşulsuz her şeyi ona bağladığım, en çok sevdiğim, en gözdem…
Yanında ya da yanında olmamama rağmen varlığıyla övünüp mutluluktan kıyametler koparacak kadar arsızlaştığım…
Şımarık, babasının en son çocuğu olan küçük bir kız çocuğu gibi…
Parmak aralarında ince, nahoş bir fesleğen kokusu, avuç içlerinde yaşam,
Bu deli serüvende o yumuşak kokuyu yalnızca “cennet”te bulmak gibi…
Koskoca bir müritti Peygamber gibi…
Yaşadığım en güzel hikâyemmiş gibi…
Savruk, kimi zaman acımtırak geçmişin en güzel getirisiydi şüphesiz…
Kirpiklerinin gölgesinde,
Korkusuzca yaşanacak bir gelecek gibi…
...
Bu arada parça eşliğinde Teoman-En güzel hikayem, tavsiyemdir.
Kemosmalist
Mayıs 31-2010pzt