Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '11

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Korunaklı evimde sıcacık çorbamı içerken hüznümü dağıttım o gece

Geçtiğimiz hafta tanıkların basın aracılığıyla aktardığına göre Peker Açıkalın trafik polisinin tartaklaması sonucu kalp krizi geçiriyor. Kalbi duran ve kriz geçirdiğini anlayan ambulans diye bağıran Peker Açıkalın, ne yazık ki polisin çekici nedeniyle araç girişini engellediği caddeye giriş yapamadığı için yarım saat kadar bekletiliyor. Bu olay beni yağmurlu bir İstanbul akşamında yaşadığım bugüne kadar yakınlarımla dahi paylaşmadığım beni oldukça sarsan bir olaya götürdü…Peker Açıkalın’ın en kısa sürede sağlığına kavuşmasını diliyor…Kimseye anlatmadığım bu olayı ilk kez burada paylaşıyorum. 

Geçtiğimiz yıl soğuk ve yağışlı bir kış akşamıydı. Akşam 5 civarında başlayan yağmur 6’ya doğru daha da artmıştı. İşyerimle evim yürüme mesafesindeydi. Arada sadece bir cadde vardı. Ofisimden çıktım evime gidiyorum. Köprünün altında ışıklarda karşıya geçmeyi bekliyorum. Beklediğim yerde çukurda oluşan sulardan kendimi korumaya çalışıyordum. Şiddetini artıran yağmurla birlikte ışıkta bekleyen sayısı da giderek artıyordu. Görev yapan trafik polisi yayalara yol hakkı veren yeşil ışık üst üste 5-6 kez yanmasına rağmen araçlara geçiş hakkı veriyordu. Köprünün altında bekleyenler hep birlikte araçların sıçrattığı sular, şiddetli yağan yağmurdan kendimizi korumaya çalışıyorduk. 

Kalabalık sayısı arttıkça sabrımız giderek azalıyordu. Bekleyenlerden bir kaçımız trafik polisine “Yayaların hakkını yaklaşık 10-12 dakikadır araçlara veriyorsun bize de yol hakkı var bu yaptığın doğru mu” diye tepki vermeye başladık. Trafik polisi bu gelen tepkiler üzerine işini bıraktı ‘Bana işimi mi öğretiyorsunuz ben böyle istiyorum' diyerek tartışmaya başladı. Bu sırada yine yayalara geçiş hakkı veren yeşil ışık yanınca polis bekleyenlere laf yetiştirdiğinden bekleyenlerin bir kısmı karşıya geçti. Polisin bu keyfi davranışı ve bunu sözleriyle de açıkça belirtmesi beni oldukça rahatsız etmişti. “Bu şekilde davranmanız ve konuşmanız hiç doğru değil” dedim karşımdaki trafik polisine. Vay sen misin böyle tepki gösteren diğer tepki gösterenleri de ‘Eminim sen örgütlemişsindir’ diye beni tartaklamaya başladı. Çanta mı çekiştiriyor yeşil ışık yandı karşıya geçmeye çalışıyorum gidemezsin bir yere haykırıyor ve beni tartaklamaya devam ediyordu. Trafik polisi kolumdan çekiştiriyor ben duran trafikte karşıya geçip evime gitmeye çalışıyordum. Bırak beni diye bağırıyorum o benim kolumdan çekiştirip sarsıyor bu şekilde karşıya geçtik. Karşıya geçtikten sonra kendime geliyorum. Yoldan geçenlerin şaşkın bakışları arasında ‘Yeter yeteer beni ne hakla tartaklıyorsun’ diye bağırıyorum. Normal psikolijiye sahip olmadığını anladığım polisin elinden 60 yaşlarında bir bayanın ‘Oğlum ne yapıyorsun sen polissin ne yapıyorsun bayana’ diye seslenince kurtuluyorum. 

Polisle sözlü diyaloğun tartışmaya döndüğü andan elinden kurtulmaya çalıştığım ana kadar geçen süre içinde korumak amacıyla kendimi çok fena sıkmıştım. Tir tir titriyordum evimin bulunduğu sokağa saptığımda. Derin bir nefes aldım. Böyle bir olay ilk kez başıma geliyordu. Haksız uygulamasına gösterdiğim tepkiden dolayı şehrin ortasında fiziksel şiddete maruz kalıyordum. Yaşadığım olayın şokunu atlatmam kolay olmadı. Yağmura rağmen evime yakın bir parkta oturup kendime gelmeye çalışırken ileri demokrasiye doğru yol almış bir ülkenin vatandaşı olmanın hüznüyle bir iki damla gözyaşı döküldü yanağımdan. Hoyratça davranışı kendinde hak gören ekranda izlediğimiz polis şiddetinden edindiğim zihniyetin bir başka yansımasıydı yaşadığım... Hüznümü korunaklı evimde sıcacık çorbamı içerken dağıttım o gece… 

 

 
Toplam blog
: 3
: 692
Kayıt tarihi
: 05.03.11
 
 

İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Halkla İlişkiler bölümünde..