Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Köşe yazarlığı ve blog yazarlığı

Konuya 2 açıdan yaklaşacağım: Öznel ve nesnel.

Önce öznel açı:

Sayfamın en üst köşesinde ateizmle ilgili bir metnimin sürekli durması beni gönendiriyor. Bence bunu bir köşe yazarı yapamazdı ve/ya bu zamanda ve bu koşullarda yapmazdı.

En çok ilgi gören 2 metnimin demokrasi ve ateizm üzerine olması, okura çok olumlu bir yaklaşım gerektiriyor.

Ağır konulardan söz eden metinler yazıyorum, onlar köşe yazısı olarak pek onay görmeyebilirlerdi. Bir de son dönem şiirlerimin ortaya koyduğu üzere, çok gevşek örüntülü metinler de köşe yazısı olarak gazetelerde yer bulamazdı gibime geliyor. Her 2 konuda da blog daha avantajlı.

4 küsur yıl önce blog sayfam başladığında, 1998-2006 arasındaki internet taramalarım sonucu görmüştüm ki Türkçe internet sayfalarında gelecekbilimle ilgili metin yok. Gelecekbilimi bir blog yazarı olarak rahatça yazabiliyorum ama bir köşe yazarı olarak konu pek kabul görmezdi gibime geliyor.

Metinlerimin ortalama okunma sayısının 500 civarında olması, beni bir köşe yazarı düzeyinde okunduğumu düşünmeye sevkediyor, çünkü bir aralar köşe yazarlarının internette kaç kez okunduğu belirtiliyordu.

Sonra nesnel açı:

Metinlerimizin sayfadaki dağılımları, köşe yazarlarından daha düzenli. Hiçbir köşe yazarının şu konu bu konu diye etiketlendiğini görmedim. Sonuçta, blog yazarı olarak sizi okumak isteyip, sinema metni okumak isteyen sinemayı tıklıyor, gelecekbilim okumak isteyen onu tıklıyor.

Artı bir köşe yazarının 1.000-10.000 metnini aynı sayfada birarada bulamazsınız. Zaten haftada bir yazan bir köşe yazarı 1.000. metnine 20 yılda ulaşırdı. 10.000. metnini yazmış köşe yazarı sayısı ise 10’u ya bulur, ya bulmaz.

Güncellik açısından blog yazarının köşe yazarından 24 saat önde olmasının fazla bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Ortalıkta çok fazla sahte gündem konusu var ve çoğu blog yazarı önüne gelen her konuya sazan balığı gibi atlıyor.

Medyanın geleceği açısından, ne köşe yazarlarının, ne de blog yazarlarının bir umut vaat etmediği kanısındayım. Blog yazarları fazla bilgisiz, köşe yazarları bilmediğini bilmeyen türden ‘ben bilirim’ci. Bilgi toplumu çağında, çok daha yoğun bilgi içeren metinler yazabilen yeni kuşak yazarlar gerekiyor. Wikipedia bunun açık örneği. En çok kullanım sıralamasında sürekli yukarı yol alıyor, yavaş gidiyor ama sürekli gidiyor.

Blog yazarlarına para ödenmesi konusu, dünyada 3-5 kez görülen bir durum. Bizde böyle bir şeyi önümüzdeki 10 yıl boyunca pek ummamak gerek diye düşünüyorum.

Sözü bağlarken, tarihsel bir saptama yapmak gerek: Hiçbir köşe yazarı tarihi etkileyemedi: Etkileyebilirdi ama etkilemedi. Bunu 11 Eylül 2001 ertesinde yazılan ve epeyisi derlenip kitaplaştırılan köşe yazılarından anlıyoruz. Yerli olsun, yabancı olsun, 100 köşe yazarının en az 95’i durumun hiçbir biçimde ayırdına ve bilincine varamadı. Çok basit: 2010’dayız ve ABD artık 1 numara değil, bunu 11 Eylül sağladı ama bunu hemen hiç kimse o zaman göremedi.

Blog yazarlığı ise hafifliğe fazla sığınıyor. Onların tarihi etkileyebilmesi pek beklenemez.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..