Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '14

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Kötü giden ekonomi mi intihar ettiriyor? İntihar rakamları neyi anlatıyor?

Kötü giden ekonomi mi intihar ettiriyor? İntihar rakamları neyi anlatıyor?
 

Şu ülke “İleri demokrasi”ye geçtiğinden beri bir türlü düzelemedi…

Kadın cinayetleri…

İş kazaları neticesinde ölenler…

Trafik kazaları…

Hırsızlıklar…

Ya intihar olayları?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) yayınladığı, 2013 Yılı Türkiye intihar istatistikleri, sosyolojik ve psikolojik olmaktan çok, ciddi “ekonomik alarmlar” veriyor.

Verilere göre, 2013’te, yüzde 72,7’si erkek, yüzde 27,3’ü kadın olmak üzere, 3189 kişi intihar etti.

Erkek egemen Türk toplumunda, sırtlarındaki yük, daha ağır olduğu için mi, erkek intiharları, kadınlardan üç kat fazla?

İstatistiklerin bize söylediği; 100 bin nüfus başına düşen, intihar sayısını ifade eden “kaba intihar hızı”, 2013’te yüz binde 4,19 oldu. (Bir zamanlar intihar istatistiklerini tuttuğum için bu konunun hiç yabancısı değilim.)

Yani her 10 milyon kişiden 419'u intihar etti.

İntihar hızının en yüksek olduğu il, yüz binde 9,33 ile Karaman. Sonra, yüz binde 7,54 ile Ardahan, yüz binde 7,22 ile Bingöl ve yüz binde 7,09 ile Elazığ geliyor.

Dikkat ederseniz intihar edenler; ülkenin geri kalmış bölgelerinde, sosyal yaşamın en alt düzeyde, işsiz genç nüfusun ve tutuculuğun ise üst düzeyde olduğu iller.

Peki, en fazla kim intihar ediyor?

Yaşlılar..!

İntihar edenlerin yaş grubu ise şöyle? Yüz binde 8,08 ile en fazla intihar edenler 75 yaş ve üstü grubunda.

Emeklilerin, toplumsal yapıda, “en perişanlar” kategorisinde olduğu, açlık sınırının kat kat altında bir aylıkla yaşamını sürdürdüğü ve sayılarının 9 milyonu aştığı bilinen bir gerçek.

Haziran’da, 9,75’e yükselen enflasyona karşın, Temmuz’da ikinci 6 ay emekli maaş zammı yüzde 5,75.

Emekli, enflasyona -4 yenik!

Oysa yaz ortasında bile, domatesin fiyatı yüzde 150 artmış durumda.

İntiharların yüzde 16,1’i hastalık, yüzde 9,3’ü aile içi geçimsizlik, yüzde 6,9’u geçim zorluğu, yüzde 1.9’u ticari başarısızlık yüzünden.

Çoğunun nedeni ise bilinmiyor.

Aile içi geçimsizlikte en büyük etken işsizlik, gelir yetersizliği, borçlar…

Bu durumda, aile içi geçimsizlik, geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle intiharları, “ekonomik nedenler” olarak sayabiliriz. Bu yüzden gerçekleşen intiharların oranı, böylece toplam yüzde 18,3 ile ilk sırada.

İŞKUR verileriyle, “kayıtlı işsiz” sayısının, 10 yılda yüzde 500 arttığı, kayıtsız işsiz sayısının ise bilinmediği bir ortamda, banka borçlarını, kredi ve kredi kartı taksitini ödeyemeyenlerin yanında, 22 milyona dayanan icra ve haciz davaları “intihar ettiren ekonominin” sadece birkaç unsuru.

Haneler, her 100 TL’lik gelirinin 57 TL’sini borç ödemeye ayırmak zorunda…

Milyonlarca ailenin bu ekonomik baskı, tükenmişlik ve çıkmazda, intiharı çıkış yolu görmesi yanında, bir de “cinnet” boyutu var.

Daha dün bu cinnet yüzünden üç kadın katledildi!

İntihar istatistiklerinde sayılmasa da, her gün medyaya yansıyan, cinnet geçiren esnaf, işçi, memur, emekli, baba, tüm ailesini katledip, sonra da kendisini öldürüyorsa, bunu, “toplu intihar” saymak gerekmez mi?

İntihar eden kişilerin tahsil durumları: Yüzde 38,4’ü ilkokul, yüzde 14,2’si lise ve dengi okul mezunu. Özetle, milyonlarca üniversite mezununun işsiz olduğu, 15-25 yaş arası, genç işsizlerin, yüzde 25’e vardığı bir ekonomide, rekabet, tercih edilme, iş bulma şansı hemen hiç olmayanlar. En alttakiler, tutunamayanlar…

İntiharlar ağırlıkla, tıpkı devletin kendisi gibi, bireylerin ve hanelerin de çarklarının borçla döndüğü, borçların gırtlağa dayandığı ve ödenemez hale geldiği bir tablonun sonucu.

İşte bu tablo, halkımıza ekonomik mucize olarak sunuluyor.

19 milyon kişinin sosyal yardımlarla, açlık sınırı altında yaşadığı bir ülkede, intihar için bahane aramak yersiz olsa da, halkın bilgilenmesi açısından bu veriler çok önemli.

Gelelim ülkemizin en önemli ekonomik boyutlarından birisi olan bankacılığa:

Geri ödemelerin tıkanmaya doğru gitmesi, bankaların darboğaza girmesi olasılığı, yükselmiş durumda.

Bireyler, bu tabloda, TÜİK verilerinin itiraf ettiği gibi, borçların altında ezilerek ölümü seçerken, bankalarda bonkörce dağıtıp borç verdikleri kredileri, kredi kartlarını geri almanın peşinde, avukat ordularını devreye sokuyor.

Tablo, giderek insanları intihara, banka sistemini de sarsıntıya sürüklüyor.

Kredi derecelendirme kuruluşu FITCH de “hızlı kredi büyümesi ve yüksek dış borçlardan dolayı artan riskler” nedeniyle,  ülkemizin önde gelen bankalarının notunu düşürüyor.

FITCH iktidar ile yaptığı anlaşma nedeniyle ülke notumuzu durağandan negatife çevirirken, anlaşmanın kurallarına uymazsanız notunuzu düşürürüz mesajı da veriyor.

Gördüğünüz gibi ekonominin neden olduğu yıkımlar her geçen gün artıyor.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..