KPSS rezaletinin sonu nereye varacak?

KPSS rezaleti hala açıklanamamışken, pek çok okurdan televizyoncuların bu haksızlığa yeterince değinmediğine dair şikâyet gelmekte! Özellikle ‘Genç Bakış’ programıyla eğitimdeki sorunları gündeme taşıyan Abbas Güçlü’nün, neden KPSS rezaletini ele almadığı sorulmakta!  

Gelen şikâyetlerde, öncelikle ilgimi çeken ve gözden kaçan bir noktayı paylaşmak isterim. KPSS olayının 10 Temmuz’daki Eğitim Bilimleri sınavında 350 kişinin 120 tam soru cevaplamasıyla patlak verdiğini yazan bir mağdur, 11 Temmuz’da ‘Kaymakamlık’, ‘Müfettişlik’ gibi kadrolar için girilen KPSS-A sınavının hiç araştırılmadığını hatırlatıyor. Sahi, onlarda kaç ‘ful çeken’ çıktı? 

KPSS’de sadece öğretmenlerin değil, KPSS-A ve B grubu adaylarının da mağdur edildiğini yazan bir okur, sınav esnasında yapılan bir suiistimal yerine, sınav öncesi soruların çalındığına ya da içeriden servis edildiğine dikkat çekip sorunun ‘kopya’ olmadığının altını çiziyor! 

Soruların çalınmadığını, doğrudan bilgisayar ortamında bir program vasıtasıyla, adı önceden belirlenenlerin cevap anahtarlarının düzenlenmiş olabileceğini ortaya atanlar da var! 

Bir başkası da, bu rezaletin belli görüşteki kişileri öğretmen ve memur yapmaya yönelik bir taktik olduğunu belirtmekte.  

Sonuçların açıklanmasından itibaren yaşanan ‘kör dövüşü’ benzeri kargaşada gerçeğe yönelik bir çaba henüz yok. ‘Belli gazeteler, belli kanallar bu konuda reytinglerini artırıyorlar. Bu uğurda her şeyi yapıyorlar’ diyerek medyayı suçlayan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSYM üzerinde bilek güreşi yapıldığını belirtiyor. TRT Haber’e ‘Hesap vermekten kaçmadığını’ söyleyen ve istifayı düşünen; kopya olayı olmadığını vurgulayıp, arkadan ‘Olası sızma’dan bahseden Yarımağan kafa karıştırıyor! 

Ankara Savcılığı’nın ve YÖK’ün soruşturduğu KPSS hakkında, Habertürk’e ‘YÖK hiç bu kadar sıkıntıya düşmemişti’ diyen üyenin sözlerinden de anlaşılıyor ki, bu olay epeyce baş ağrıtacak! Hak edenin, hak ettiği yere gelmesi temennisiyle, şaibesiz sınavlara…  

Anibal Güleroğlu