Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kriz ve Enflasyon Tarihi

Kriz ve Enflasyon Tarihi
 

Nobel ödülü kazanan Christopher Sims’in uzmanlık alanı ekonomi tarihi imiş. Onun ekonomik tarihi grafikle şöyle:

“1600'den 2000'lere, 400 yıllık süreçte İngiltere, ABD, Fransa ve Kastilya adıyla İspanya'daki fiyatların geçmişten bugüne seyrini gösteriyor. Özellikle 1900 yılından itibaren fiyatlar hızla bugünlere değin yükselişini sürdürüyor.”

http://ekonomi.haberturk.com/ekonomi/haber/678110-nobelli-ekonomistin-sayfasinda-aci-gercek

Grafiğe bir itirazımız var:

ABD’de fiyatlar 100 yılda, 35’er yılda 5’er katıdan 125 katı civarında olmuş. Bunu ABD almanaklarında görüyoruz. Grafik yalnızca 10 katı diyor, yanlış.

Grafiğin çok önemli bir göstergesi var:

Savaş ve devrim zamanlarında fiyatlar uçuyor. Tarihin en kısa sürede en büyük fiyat artışı, dünyanın ilk devrimi Fransa 1789’da olmuş.

Grafik şunu da gösteriyor:

Fiyatlar artınca, büyüme de artar ama reel anlamda ücretler artmaz. ABD’de 1968’den beridir reel birim maaşlar geriliyor.

Tabii sonuçta bu süreçle tüm birikim % 1’in elinde toplanıyor. Uzun vadede onların % 90’ı paralarını ve tarihsel birikimi sıfırlıyor. % 10’u ise Rockfeller gibi birikimlerini sağlam yatırımlarla koruyor. Eğer paran çoksa ve sağduyulu biri isen, ne yapsan o para bitmez, çünkü sistem senin lehine kurulmuş, ücretlilerin değil. Yine de o batanların batması, kazandıktan sora, oyun tarzlarını değiştirememeleri nedeniyle. Yani, oyunda önce kapitalistmiş gibi yapacaksın, baktın yeterince kazandın, acilen oyunun dışına tüyeceksin ve klasik-statik yatırımlara döneceksin.

1971 ve 2006 Türkiye reel GSMH’larının eşit olduğu saptamam geçerli. (Kişi başına dolar bazında gelir binden beş bine çıkıyor ama dolar da beşte birine iniyor.)

Zaten bu benim yaşantımdan belli:

Televizyon yerine PC olmak üzere, 1971 ve 2006 ev düzenim aynı. (Bu arada, cep telefonuma konuşmalar için ayda 5 TL filan ödeme yaptığımı belirteyim, üstelik onu iş için kullanıyorum.)

Türkiye için de değişen tek şey özel arabalar ki onlar ekonomiyi büyültmez küçültür.

(Bunların farklı ölçeklerde tüm dünya için geçerli olduğunu düşünüyorum: Neo-liberalizm ve neo-globalizm, reel büyüme getirmedi, yalnızca gelir dağılımını aşırı bozdu.)

Türkiye son 35 yılda 3 makro fırsatı harcadı:

1983’ten sonra aile başına çocuk sayısını 1 düşürmeyerek, Alamancılar’ın yatırımlarını köye ve yeşil sermayeye heba ederek ve otomobil gibi üretmeyen yatırımlara para israf ederek. Toplam kaybımızın 500 milyar doları aştığını söyleyebilirim ve bu kadar bir yatırımla biz gerçekten dünyanın 10. büyük ekonomisi olmuştuk çoktan.

 

Dipnot: Bu ödülle, dünya kapitalistlerinin de, marksistler gibi, dünya sistemici yaklaşımı benimsediği kanıtlanmış oldu. O yüzden, tüm marjinallerin şimdiden sistemin dışına kaçması gerekli.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..