- Kategori
- Siyaset
Küçük Amerika

Bu ülke nerde? Sanırım, böyle bir ülke adı duymadınız. Haritalarda da yok. Belki de böyle bir ülke var da farkında değiliz! Yaşadığımız ülke mi yoksa bu” Küçük Amerika. ”Olabilir. Neden olmasın? Adnan Menderes,”Küçük Amerika” olacağız, demişti.”Küçük Amerika” olmak, bir an önce NATO’ya girmek için Kore’ye asker gönderdik. Kunuri Savaşları olarak adlandırılan savaşlardan birinde verilen talimatları İngilizce bilmedikleri için anlamamış, pusuya düşürülmüşlerdi. Ancak birçok esir ve kayıp vermiş olmalarına rağmen, Sunchon Boğazı’nda BM askerlerini ve Kunuri’ de Amerikan 8. ordusunu ablukadan kurtarmayı başaracaklardı. Ancak Türk tugayına ricat emri geç ulaştı. 1. Taburun etrafı kuşatılıp süngülü çatışmaya girmek zorunda kaldı. Ricat harekâtını sağlamak için sonuna kadar direnen 3. Tabur 9. Bölük imha edildi. Geri kalan Türk birlikleri ise Chongchon nehri boyunca geri çekildi. (Vikipedi)
Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Komutanı General Walton Walker, Türk Tugayı Komutanı TuğgeneralTahsin Yazıcı'ya 'Gümüş Yıldız' madalyasını taktı. Türk kanı, bu kadar ucuz mu, ne dersiniz? Kanımızı vererek NATO’ya girdik. Türk kanı bu kadar ucuz olmamalı.
Ekonomimiz, güvenliğimiz, politikamız ABD’ye bağlı değil mi? ABD hapşırsa dünya girip oluyor; biz zatürre oluyoruz. ABD’nin izni olmadan sınırlarımızın ötesinde uçurtma bile uçuramıyoruz. Bir kış günü “Kandil”e gitmek için yola çıkan ordu, yarı yoldan geri döndüğünü anımsayanlarınız vardır. 12 Eylül hareketinin arkasında ABD yok muydu? Nasıl oldu da 12 Eylül 1980 sabahı terör bir anda kesildi! ABD ‘ye rağmen Kıbrıs Çıkarması yapan Ecevit Hükümeti’ne ABD ekonomik ambargo koydu. Bir anda yağ üreticisi Türkiye’de zeytinyağı, çiçek yağı, margarin, pirinç, şeker… Bakkalların raflarından kalktı. Bakkalların diyorum; çünkü o yıllarda adım başı AVM’ ler yoktu, mağazalar da ithal mallarıyla dolu değildi. Her tüketicinin cüzdanında en az bir kredi kartı yoktu. Toplum, boğazına kadar borca batmamıştı.
29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet; ekonomik, politik, kültürel… alanda bağımsızdı. 1950’ye kadar Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri, iç ve dış politikalarını, başka devletlerin etkisinde oluşturmazlardı. Başbakan olmadan önce ABD’den onay almazlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan Anayasa’nın üç maddesi:
MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru
millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde
insan haklarına saygılı
Atatürk milliyetçiliğine bağlı
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan
demokratik
lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3. – Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı şekli kanununda belirtilen
beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
Bu maddeleri değiştirmek için Cumhurbaşkanı, Başbakan, HDP meydanlarda. Seçim mitinglerinde. Neden? “Küçük Amerika” olmanın yolu Federe Türkiye Cumhuriyeti’nden geçer. Siyasi erk, bunun için çalışıyor. Sözlü ve yazılı basında da Türk sözcüğü kullanılmaz oldu.
Kimdir Türkler? Günümüzün “Kimlik sorunu ya da bunalımı”bu soruya verdiğimiz çeşitli ve çelişik yanıtlardan kaynaklanır. Oysa Turanlısı, Müslümanı, Anadolulusu, Rumelilisi, Sünnisi, Alevisi, Doğulusu, Batılısı, Atatürkçüsü ile hepsi biziz. Ama kimliğimizi yani kültür tarihini bilmiyoruz. Köklerimizi arayıp buldukça kendimizi tanıyacağız; kendimizi tanıdıkça, umuyorum ki karşıt gördüğümüz ötekileri bağışlamayı öğreneceğiz.(Bozkurt Güvenç, Türk Kimliği, s.x)
Açık oturumlarda; Kürt, Ermeni, Romen, Laz, Çerkez; Sünni, Alevi, Sünni… diye ayrıştırıldı. Tüm bu kimlikler, bu ülkenin vatandaşları. Vatandaş, tasada, sevinçte ortaktır. Bu anlayışın yerleşmesi için Anayasa’nın değişmesine, başkanlığa gerek yok. Başkanlık, tek kişinin yönetimine yol açar.
Amerikalı gibi yaşıyoruz. AVM’ lerden alışveriş yapıyoruz. Hamburger, pizza, tost… yiyoruz. Espresso, neskafe… gibi değişik kahve türleri popüler hâle geldi ve kahve konusunda uzmanlaşmış pek çok mekân açıldı. Okey”,”haydi bay bay” dillerinden düşmüyor. Kafelerde, Türk müziği yok. Genellikle gençlerimiz buralarda vakit geçiriyorlar. Ne yapsınlar? Ülkemizde, gençler için spor alanları sınırlı. Gençlik kültür merkezleri ve dinlenme alanları yok.
Böylece,1950’lerde “Adnan Menderes Hükümeti’nin amaçladığı “Küçük Amerika” olduk.