- Kategori
- Deneme
Küçümseyen taraf kaybeden taraftır
Onlar öyle kişilerdir ki, Antalya Bodrum yerine Fransız Riviera’sına, İtalya’nın Venedik’ine giderler. Vizesiz Yunan Adaları’na Muhteşem Yüzyıl turu yapar, “bizim İzmir’den farkı orası daha uygar şekerim” der, yurtdışı tatilin daha ucuza geldiğine ikna etmeye çalışırlar. Ama kendileri Sivas’ın ötesine geçmemiş, Van Gölü’ne uğramamışlardır. Şehirlerarası otobüslerin kalitesini değil, uluslar arası uçakların kalitesini karşılaştırırlar. Tarkan’ı ve Müslüm Gürses’i beğenmez, İbrahim Tatlıses’i küçümser, Hadise’nin adını bilmezler. Ancak, Elton John, Britney Spears ve Rihanna hayranıdırlar. Onlara göre, ODTÜ’nün eğitim sistemi yetersiz, Harvard, Cambridge, Oxford ise eşsizdir. Her ne kadar son yıllarda moda olduğu üzere “otantik” dar köy yollarına, yıkık dökük taş evlere hayran olsalar da, varoşu ve tercihlerini küçümserler. Çünkü köy halkı köyde kaldıysa iyidir de, şehre geldiyse “aman aman…” Jaguar’ı olan öğrenciye şaşmazlar. Zaten Jaguar o kadar pahalı araba değildir.
Müzikte tercihleri klasik müzik, en sevdikleri diziler CNBC-E’de oynayan dizilerdir. Orta ve alt sınıf insanların siyasi liderlerini izlemek için neden mitinglere koştuklarına akıl erdiremezler. Sıcakta, kalabalıkta saatlerce ayakta beklemenin, mümkün olduğu kadar çok şapka ve bayrak toplamanın ne anlamı vardır? Onlar mitinge ayaklarına gelen siyasilere bakmazlar bile. Kafelerde çaylarını yudumlayıp yeni açılan barı konuşmaya devam ederler. Aslında siyasetle de ilgilenmezler. Seçim yazın ortasında yapılsa, yazlıklarından dönmeye tenezzül etmezler. “Onlar”ın seçmeninin oy vermek için neden taaa Avusturalya’dan bile geldiklerine akıl erdiremezler. Seçim sonuçlarına akıl erdiremedikleri gibi. Bu çarpık ortamda, oyları alt sınıftan alması gereken sol partiler, üst sınıftan oy almaya devam eder. Alt sınıf kendi haklarını savunan partilere “komünist” der. Çünkü onlara göre sol partilerin dini ya yoktur ya da zayıftır. Çünkü bu liderler, açılışları Besmeleyle yapmaz, “medeniyyet”i iki –y ile söylemezler. Bu yüzden de alt sınıf, kapitalist muhafazakar sağ partileri baş tacı eder. Onlar (üst sınıf), alt sınıfları açıkça eleştirmezler. Ama çobanla eğitimli bir kişinin oyunun bir olmasını hazmedemezler.
BDP’nin 4. parti olacağını, Erbakan’ın çocuklarının üst üste 3. kere kazanıp rekor kıracağını tahmin edemezler. Ben cehalete karşıyım. Siyasi partilerin halkın cehaletini ve temiz duygularını sömürmesine de karşıyım. Ama bu üstten bakan, kendi Türkiye’de ruhu Amerika’da yaşayan, elitist, hakikaten entel dantel sıfatını hak eden zümreye de karşıyım. Çünkü onlar zannettikleri kadar aydın ve kültürlü değillerdir. Halkımızı bilmezler. Arabesk dinlemeyen, tatilde köyüne gitmeyen, en çok reyting alan Türk dizisini izlemeyen, Türk gazetelerini okumayan kişilerin gerçek entelektüel olduklarına inanmam. Onlar ki Büyük Britanya tarihini Osmanlı tarihinden iyi bilirler. Ama benim gözümde basit bir yarışmanın ilk sorusunu bilmekten bile acizdirler. Halkını bilmeyen kendi benliğini bilemez. Halkın tercihlerini kendi farklı tercih yapsa da doğru analiz edemezler. Bu yüzden aslında onlar kendi memleketlerinde kendi halklarını küçümsedikleri ya da görmezden geldikleri için hep kaybetmişlerdir. Onlar ki, her alanda aslan payını alırlar, sadece küçümsedikleri varoş halkın siyasi tercihiyle yaşamak zorunda kalırlar. Bu üst sınıftan alt sınıfın en yaman intikamıdır.