Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '08

 
Kategori
Aile
 

Kullar plan yapar, tanrı gülümser

Kullar plan yapar, tanrı gülümser
 

Herkes bir şansı hak eder.


Gerçekten her şey bitebiliyor mu?

Hayatına yeni bir yön vermek için gerekli tüm hazırlığı yaptığından o kadar emindi ki, kimse bunun aksini inandıramazdı. Süregelen evliliği yaşamsallığını yitirmiş, amaçtan uzaklaşılmış, beklentiler farklılaşmıştı.

Asla nefret yoktu ama ortak paylaşımda kalmamıştı çocukları hariç. Yılların verdiği alışkanlıklar ile hayat sürdürülmeli miydi?. Yoksa bir daha bu dünyaya gelmiyeceğine göre dürüst olup kendine de zaman ayırmalıydı. Birazda kendi için yaşamak istiyordu.

Doğru idi düşüncesi.
Bir şeylerin ardına saklanmadan hayata yeniden başlamak.
Kendine ve çocuklarına yeni bir yol çizmek hiç de zor gelmedi.
Bunun için konuşup anlaştılar, ikna turlarından hep klişeleşmiş tepkiler aldılar. Ama onlar kararlarını çoktan vermişlerdi.
Kazanılanlar da evdir, arabadır vb. tüm varlık bir şekilde anlaşarak paylaşıldı. Çocukları ile konuştuklarında, çocukları karar ve hayat sizin. Sizler için en doğru karar ne ise en iyi siz bilirsiniz dediler.

Evet her şey hazırdı ayrılık için.

O gün yanıma geldiğinde "Kendimi daha bir kararlı ve özgür hissettim rahatladım." diyordu. Ve yeni hayatı ile ilgili bir sürü şey planlamıştı. Öyle bir heyecanla anlatıyordu ki hayran olmamak elde değildi...

Gece gelen telefonla hastahaneye yanına koştum. Dün gördüğüm dim dik ayakta duran kadın yıkılmış perişan bir halde. "Sakın ona bir şey olmasın yoksa ben yaşayamam. "diyordu. Ameliyathane'nin kapısında.

Eşi, çok büyük bir kaza geçirmiş yaşam savaşı veriyordu. O anda aklıma bir filimde izlediğim sözler geldi.

"Kullar planlar yapar, Tanrı gülümser."

Evet aynen öyle oldu.

Yeni bir hayat için plan yapan arkadaşım. Artık onunla bir arada yaşayamam diyen arkadaşım. Onun için dua edip kurtulması için çabalıyordu. Bir tarafta kendi mutluluğu, bir tarafta ise bir can...

Sabaha kadar eşinin uyanmasını onunla beklerken beynim gel gitler yaşadı.
Hayat koşuşturmasında neleri gözden kaçırıyoruz. Bu gün bizim için çekilmez olan bir anda nasıl yaniden önem kazanıyordu? Yaşam bize nasıl oyun hazırlamıştı?
Bizler bu oyunun figüranlarımıydık?

Her şeyin bittiğine inanırken acaba beynimizin düşünmesini durduruyormuyduk?
Saplantı haline getirip , at gözlüğü ile mi bakıyorduk yaşama?

Galiba biraz öyle yapıyoruz.

Hep bardağın boş tarafını görüyoruz. Bardağın yarım dolu olan tarafını görsek ya..
Yok bu işimize gelmiyor.
Çünki biz bardağın boş tarafına takmışız birkere.

Hani her şey bitmişti ?
Kendine yeni bir yaşam kuruyordun?
Her şey bitmiş olsa burda böyle çırpınırmıydı?
Neydi pekala bu durumun adı?
Yaşamın gerçeği ile yüz yüze gelmek.
İşte bu işin püf noktası bence.

Gerçekten her şeyin bittiğini düşündüğümüz anda kendimize bir şans daha tanımalıyız.
Bitti demekle olmuyor, bu işin en kolayı .
En umutsuz olduğumuz anda içimizde bir yerlerde baş göstermeye çalışan umuda imkan tanıyalım.
Bırakın o umut dallanıp budaklansın gün yüzüne çıksın.

Kimse dilerim mutluluğu ile, birinin hayatı arasında tercih yapmak zorunda kalmaz.
Gerçekten umudun bittiği noktada olmamak dileği ile.

 
Toplam blog
: 96
: 2224
Kayıt tarihi
: 13.06.06
 
 

Hayata güleryüzle bakmaktır felsefem ama polyannacı değil. 1961 Sivas doğumluyum, evliyim 2 kızım..