- Kategori
- İnançlar
Kulluğumuz Dualarımızda Saklı

Yaratılışından günümüze, uçsuz bucaksız bu evren deryasında nice dualar ve niyazlar yankılanıp durmaktadır...
İlk insandan bu yana yapılan dualar geride mi kaldılar?..
Yâni asırlar önce dahi olsa, yapılmış duaların bereketi halen devam etmiyor mu?..
Bugünkü varlığımız...
Allah'ı idrak edişimiz...
O'na imanımız...
O'na olan aşkımız...
Kim bilir kaç nesil öncesinden gelen ihlâslı duaların neticesindedir.
Ve bizlerin de, bugün için yaptığımızı sandığımız dualarımız, kim bilir kaç asır sonrasında yeni yeni var oluş tecellileriyle bereketlenip çoğalmaya devam edecektir.
Dualarımızla varız...
Dualarımızla kendimizin, neslimizin ve evrendeki her bir zerrenin kaderiyle ilgileniyoruz.
Kierkegaard'ın dediği gibi, dua etmemiz kesinlikle Allah'ı ve O'nun iradesini değiştirmek değil, kendimizi değiştirmek anlamına gelmektedir...
Dolayısıyla Allah'a olan kulluğumuz, dualarımızın kalitesi ölçüsündedir.
Cüneyd-i Bağdâdi (k.s) şöyle der :
"Hiç kimse, Allah'ın yardımı olmadan Allah Teâlâ'ya ve rızasına ulaşamaz. Allah'ın rızasına kavuşmanın yolu, Muhammed Mustafa Efendimiz'e (s.a.v) tâbi olmaktır."
01.08.2011