- Kategori
- Öykü
Kumsal

Ağlamaklı çocuk sıkan mayosunun içinde kıvrandı bir süre.Islak mayosunu çıkarmaya uğraştı, başaramayınca kumsalda uzanan annesine doğru koşup ağlamaklı sesle:
"Anne! ”
diye kumsala bağırdı.
Anne uzandığı yerden doğrulup güneş gözlüklerinin altından denizde dikilip duran çocuğuna eliyle,
"Ne var! ”
dercesine ya da,
"Beni rahat bırak! ” anlamında kızgınlığını duyurdu.
Çocuk,
”Sıkıştım, mayomu çıkar.”
deyince tenteliklerin altında okey oynayan babasını eliyle göstererek olanca sesiyle
“Git bak baban okey masasında, o çıkarsın ! ”
Kumsala uzanıp güneşlenenlerden kimileri başını kaldırıp bu sesin geldiği yöne baktıktan sonra yeniden uzandı. Kimileriyse,
' Başımızı mı, yoksa seni mi dinleyeceğiz.’
yakınmasını yüksek sesle birbirine yakın olanlara ulaştırdı.
Çocuk,
’olmaz’
anlamında omuzlarını silkti.
Anne, bu kez ıslak vücudunun biçimini almış kumsaldan hızla doğrularak,
" Git diyorum oğlum, babana git ! ”
derken kızgınlığını sesiyle çoğaltıp duyurdu çocuğa.
Çocuk,istemeye istemeye okey masasına yöneldi. Bay AŞKIN on dört okey taşından on üçünü eşleştirmiş tek taşa kalmıştı. Eğer beklediği taşı da bulursa okey diyecekti. Kolunun üstünde oturan bayan AŞKIN’ın beklediği taşı atacağını içi gibi biliyordu.
Çocuk masaya yanaşınca,
" Oo bak kim gelmiş.Oğlum annene gitsene.”
Çocuk uzakta güneşlenen annesinin ellerini beline koyup üzerine nasıl yürüdüğünü babasına anlatsa mıydı? Yoksa, ikisinin arasında kaldığını mı okey masasının başındakilere yakınsaydı?
Babasının ne istediği sorusuna,
”Baba sıkıştım.”
tümcesini yere bakarak duyulmayan sesiyle sızlanarak söylendi.
Baba, yine eşinin olupbittilerinden birisiyle karşı karşıyaydı. Oyunu izleyenler bay AŞKIN’a takılmadan edemediler.
" Hadi kalk, şimdi yengeyi kızdıracaksın.”
diyen at yarışlarının meraklısına, izleyenlere karşılık vermedi. Çocuğunun elinden tutup tuvaletlere doğru yürüdü.