Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

Kupa tesellisi

Kupa tesellisi
 

Tebrikler Volkan...


Fenerbahçe gol yememek için çıkınca maça, hücum organizasyonlarının tamamında sınıfta kalırken, Guiza'nın ve Deivid'in sahada gezinen ruhları açıkçası acz içinde görüldü...

Aziz Başkan'ın "geçen seneden iyi" dediği kadronun içinde Carlos'dan başka hangi oyuncuya direkt ilk 11 forması verilebilir bu akşam ki görüntüden sonra bielmiyorum... Eksik kadro bahane falan değil, elin İngiliz'i zaten kupa maçlarına yedek kadrosuyla çıkıyor ve bunun adına da rotasyon diyebiliyorsa, pekala Fenerbahçe'de bunu yapabilmelidir. Fakat Fenerbahçe'li yedeklerin hangisi bu gece "biz bu formayı alırız" mesajı verdi, yada hangisi giydiği formayı sahiplenebilmişti anlamak mümkün değil... Oysa sonuca etki edememiş olsa da bu Sivas'dan birçok oyuncu Fenerbahçe formasını pekala giyebilirdi...

Bırakın yedekleri takımın as'ı olarak kabul edebileceğimiz Guiza ve Deivid'e bile bir sonraki maçta forma verilir mi sorgulamak gerekir...

Bir çift lafım Deivid'e; futbolda dün yok, bugün var Deivid. Bol sıfırlarla yönetimle sözleşmeni yeniledin. Peki taraftarın gönlündeki sözleşme ne olacak ? Taraftar nezdinde çok kolay yenilediğin sözleşme'yi yırtıp çöpe atmak. Fenerbahçe taraftarındaki özel yerini bu isteksiz ve gamsız futbolun ile sonlandırmak üzeresin. Gözyaşları içinde Bursa maçıyla takıma döndüğünde Saraçoğlu senin isminle inliyor ve seninle birlikte ağlıyordu bunu unutmamalısın... Takımda bu kadar eksik varken Deivid gibi deneyimli ve yetenekli birisinin takıma liderlik yapmasını beklerdik ama o, her geçen gün bu takımdan biraz daha uzaklaşıyor... Zico'nun ruh verdiği Deivid'i kaybetmek üzere Fenerbahçe... Belki de Deivid'in ruhu kenarda hâlâ Zico'yu arıyor...

Bu yazıda Guiza'dan hiç bahsetmeyeceğim ama Uğur'u fırçalayıp Kadıköy'de bırakan Dede'den de birgün aynı muameleyi İspanyol'a da çekmesini mutlaka bekleyeceğim... Olmayacağını biliyorum elbet, benim ki de lâf işte. Maksat tarihe not düşmek...

Fenerbahçe'yi izlemek son maçlarda ızdırap haline gelmeye başlamıştı ki, yazmak daha da zorlaşıyor... Hangi birini anlatsak ki... Mesela bir Emreciksin örneği... Fenerbahçe gibi bir dev'e gelmiş ama hâlâ farkında değil... 70 dakika sahada onu görmek mümkün olmadı hiç, orta saha mevkiinde görev yapan Gökhan'ın ne bir topa bastığını görebildik ne de yapabildiği bir ortayı... Hiç bir şekilde maça konsantre değil... Mücadeleden hep kaçtı. Böyle bir maçta kendini gösterip formayı çıkartmamacasına almak varken o yan gelip yatmayı seçti, anlamak mümkün değil...

Umarım Aziz Başkan bu formanın kıymetini bilen transferleri yapma başarısını gösterir... Yoksa bu vurdumduymaz ve gamsızlar ordusu ile başarılar hayalden öteye gitmeytecektir... Fenerbahçe ne Emre'den ne de Emreciksin den fayda göremeyecek anlaşılan. Bu çocuk mücadeleyi hiç sevmiyor. Belli ki forma büyük geliyor...

Bu oyuncuları görünce Kaptan Ümit gibi, Tuncay gibi, Marco gibi isimlerin formaya kattıkları ruh geliyor aklımıza ve Ümit'in lafını hatırlıyorum "Kötü oynamaya hakkımız var ama koşmamaya mücadele etmemeye hakkımız yok"

Fenerbahçe'nin ve Aragones'in iyi yaptığı birşey var ki, o da gol yemek istemediğinde yememeyi başarabilmesi... Gol atamazsanız belki yenilmezsiniz ama kazanamazsınız da... Deplasman beraberliklerine başarı olarak bakan Aragones'in belki de takım üzerindeki etkisidir bu, "atma ama yeme futbolu"...

Şanslıydı bugün Fenerbahçe, çünkü Sivasspor hem şanssız hemde beceriksizdi... Belli ki, Bülent Uygun'un koca sezon uyguladığı "önce durdur, sonra vur" taktiği ilk defa "önce vur, sonra durdur'a" dönünce şaşırdılar ve koca ilk yarıyı çöpe attılar telaş içinde... İkinci yarı pozisyon bulsalar da direkler ve Babacan buna izin vermedi...

Tüm kupa boyunca başarılı bir oyun sergileyen ve sadece 2 gol yiyen Babacan'ı da tebrik etmek gerekir burada... Yan toplara daha güçlü bir şekilde çıkabilme başarısını da gösterdiğinde Fenerbahçe'nin 1 numarası olabilecektir.

Tüm bunların yanında iki isme de mutlaka şapka çıkartmak isterim Fenerbahçe'de... Birincisi teknik anlamda çok yaratıcı ve etkili olmamasına rağmen, takımda savaşan ve mücadele eden ve Sivas'ın her atağına direnen Deniz Barış'tır. İkincisi ise 36 yaşına rağmen ne sakatlık ne ceza dinleyen ve "yıldız" kabul edilen arkadaşlarının olmadığı bir ortamda yanındaki yetersiz oyunculara aldırmadan profesyonelce mücadelesini ortaya koyan Carlos'dur. Alkışlıyorum...

Herşeye rağmen kupa'da finale çıkmak ve Beşiktaş'a ne şekilde kaybettiği malum o kupa finalinin rövanşını oynayacak olmak güzel. O kupa finalinin görüntüleri ve kupanın hastane ziyareti bile başlı başına bir motivasyon kaynağıdır Fenerbahçe için...

Bu talihsiz sezonu kupa ile kapatmak taraftara bir teselli verirken Başkan'ı da tekrar motive edebilecektir. Bu yüzden bu kupa kazanılmalıdır.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ
21.04.2009

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..