- Kategori
- Dünya
Küresel devrim
Geçmişe baktığımızda, dünya olarak benzer dönemlerden geçtiğimizi görüyoruz. Ancak, bugünkü durumumuz daha öncekilerden farklı. Şu ana kadar insanlık birçok aşamalardan geçti, büyük açılımların sonucunda değişimler oldu: yeni toprakların keşfi, yaratıcı silahların icadı, internet gibi yeni teknolojilerin uygulanması.
Yine de tüm bu icatlar küresel çapta devrimler değildi, insan hayatını tüm alanlarda etkilemediler. Tüm insanlığa, tüm ülkelere ve kıtalara, her aileye ve her insana yayılmadılar, yani evrensel olmadılar.
Şimdi, insanlık yeni bir doğuma yaklaşıyor. Gerçi, bir doğuma yaklaştığımızı hissetsek de, henüz böyle olup olmadığını kesin ifade edemiyoruz. Şu an dünyanın içinden geçtiği kriz, doğum öncesi duruma benziyor. Her geçen gün ekonomik, sosyal ve doğal olaylar bizi daha fazla sıkıştırıyor, hem bireysel olarak hem de kolektif olarak.
Karamsarlık yaratmak adına değil ama durumu analiz etmek adına, dünya ölçeğinde genel tablo şöyle: İnsanlar aileleriyle artık huzur içinde yaşayamıyorlar, birbirleriyle anlaşamıyorlar, boşanıyorlar, evlenmekten kaçınıyorlar. Nasıl çocuk yetiştireceklerini bilmiyorlar. İşsizlikten ve ekonomik sorunlardan nasıl kurtulacaklarını bilmiyorlar.
Varoluşumuzun her alanında, anlayış yokluğundan ve organizasyon eksikliğinden muzdarip durumdayız ve bu durum ilk defa, belirli bir toplumda ya da ülkede değil, küresel, integral ölçekte, her yerde oluyor ve herkesi ilgilendiriyor: küresel devrim…Böyle bir durum daha önce hiç olmadı. En kötüsü ise herhangi bir gelecek görmekte zorlanıyoruz.
Daha önce, önümüzdeki sosyal ve ekonomik yapılar bir öncekilere göre daha gelişmiş görünüyordu. Mesela, kölelik bittiğinde, onu daha gelişmiş bir toplum takip etti. Gerçi sert değişimler ve devrimler, dini ve sivil savaşları tetikledi, ama insanlar yine de daha aydınlık bir gelecek olacağına dair umutlu oldular.
Şu an, hepimiz daha önce hiç yaşanmamış, küresel bir süreçten geçiyoruz. Daha da ötesi, hepimiz her yeri kapsayan iklim ve ekolojik değişimlere tanık oluyoruz. Daha önce de dramatik iklimsel değişimler oldu ve her zaman insanlıkta çok geniş değişimlere neden oldu. Ancak bugün, tüm değişimler eşzamanlı oluyor: çevresel, ekolojik ve hiçbir şeyle barış içinde olamayan insanın iç doğası… artık dünya ile uzlaşamayan insanlar…
Tamamen bağımlı olduğumuz sistemler bile işlevsiz: besin endüstrisi, iş piyasası, aileler, eğitim ve güvenlik, yani insanın nesilden nesle yaşamını sürdürmesi için gerek duyduğu her şey.
Hayatımızın hiçbir alanında işlerin doğru şekilde çalışmadığı genel bir duruma vardık. Ve en önemlisi, hangi şekilde ya da nasıl ilerleyeceğimiz göremiyoruz.
İnsanlığın bu yeni aşamasını görmemiz ve ona anlayışla ve farkındalıkla yaklaşmamız mümkün mü? Gözlerimizi açıp, ileriye bakabilir miyiz ve seçtiğimiz yolun doğru olduğundan emin olabilir miyiz? Geleceğimizi daha önceden hesaplayabilir miyiz?
Eğer cevap evet ise, o zaman ilerleyişimizi harekete geçirebilir ve körler gibi dolaşmaktan kurtulabiliriz, yoksa kaçınılmaz olarak hatalar yapacağız ve yeni sorunları tetikleyeceğiz.
Eğer küresel hatalar yaparak körler gibi davranmaya devam edersek, işler zaman içinde daha da kötüleşecektir. Artık kör teşebbüslere ve daha fazla hata yapmaya devam edemeyiz; doğa bu hatalara tahammül etmeyecektir.
Bu yüzden, bir an evvel insanlığın gözlerini açacak, onlara içinde olduğumuz durumu açıklayacak ve en önemlisi onlara geleceğimizi gösterecek ve mevcut durumdan gelecek duruma nasıl geçiş yapacağımızı öğretecek, integral bir eğitime ihtiyacımız var.