Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Kürt Solunun ve Akil adamların Barış Sürecindeki tutumlarının sonuçları neler olur?

Kürt Solunun ve Akil adamların Barış Sürecindeki tutumlarının sonuçları neler olur?
 

Daha önce bir blog’umda: ''PKK ile Devleti barıştırıyorlar... Barışa uzanan eller kırılır artık...'' demiştim... http://blog.milliyet.com.tr/pkk-ile-devleti-baristiriyorlar-barisa-uzanan-eller-artik-kirilir/Blog/?BlogNo=398422 

Bu yazım doğrultusunda her şey hızla ilerliyor... Ancak iş sadece barışla bitmeyecek galiba... Çok daha başka sonuçlar çıkacak gibime gelmeye başladı... Çünkü ortaya çıkan tablo bunu anlatıyor... Reyhanlı'daki patlamadan sonra Selahattin Demirtaş'ın ilk açıklaması, ''Hükümetin arkasında durmalıyız'' olmuştu... İşte bu sözler beni çok etkiledi ve düşündürdü... Öcalan'ın direktifine uyan PKK ve Kürt solu kayıtsız şartsız barış sürecine destek verdi... Ancak anladığım kadarıyla bu destek sadece barış süreci ile sınırlı değil... Hükümetin çoğu politikaları da desteklenecek... Erdoğan'ın başkanlık istemi de dahil buna... Yeni anayasa sürecinde birlikte hareket edilecek…

Hükümet artık pek saklama gereği duymadan çoğu söyleminin ''İslami'' kaynaklı olduğunu belirtiyor... Bu normaldir... Geç bile kalındı... Aslında hiç saklanmamalı ya da yasak olmamalıydı... Ancak ülkenin öteki yarısının da tutumları çok önemli oluyor bu durumda... Ve ben kendimce Kürt solunu hep ''İslami'' kaynaklı taraftan ayrı tarafta gördüm/düşündüm...

Bu büyük plan dahilinde; barış oluşurken daha ''koyulaştırılmış bir İslam devleti'' de gerçekleştirmiş olacak galiba birileri... Barış ve Öcalan'a özgürlüğünün karşılığı böyle bir şey olacak...

Alkol yasakları çıkarılırken bu özlem açıkça dile getirildi... Önce trafik kazaları dendi… Sonra açıkça ''biz 24 saat kafası kıyak bir gençlik istemiyoruz'' diye niyet belli edildi... Ve hala ''biz kimsenin özel yaşamına karışmıyoruz''  masalı söylenebiliyor... ''Böyle bir şeyi söylemeye nasıl cesaret edebilirsiniz'' diyen yok... Sanki ''lütfediyorlar'', söylemleri bu noktalara vardı... Aynı şeyleri eğitimle ilgili tartışmalarda da yaşadık... Gücümüz var, istesek karışabiliriz demek aslında bu...

Gelelim akil adamların tutumlarına: Güya bu kişilerin görevi barış için halkın içinde bulunduğu durumu rapor etmek... Ancak geçen hafta HaberTürk'teki tartışma programında gördüklerim hiçte öyle değildi...

Bir anekdot düşeyim buraya; daha akil adamlar açıklanmadan bir blog yazmıştım: http://blog.milliyet.com.tr/akil-adamlar-denizli-cal-akkent-li-olmalidir/Blog/?BlogNo=409825

Demiştim ki akil adamlar Denizli/Çal/Akkent'li olmalıdır... Amacım gırgır geçmekten çok, akil adamların seçimini halkın yapması gerektiğiydi… Gerçekten akil adamlardan birisi Denizli Çal'dan oldu... Ancak Akkent'den değil, İsabey'den: Bu kişi Prof.Dr. Erol Göka...  Göka'nın benim sosyalist kimliğim ve kişiliğim üzerinde epey etkisi ve katkısı olmuştur... Kendisi de zaten saklamıyor militan bir sosyalist gelenekten geldiğini...

Erol Göka özet olarak: ‘’Cumhuriyet kimliği Türklerle Kürtleri ayrıştırdı... Onları şimdi kaynaştıracak kimlik ise İslami kimliktir...’’ dedi…

İnanın ürperdim... Öyle İslami fobim filan yoktur benim... Bu değil beni ürperten... Tamam Cumhuriyet'in oluşturmak istediği ortak kimlik çok başarılı olmamıştır... Ancak epey şeyi de başarmıştır... Bunun yerine konulmak istenen ortak kimlik ise Osmanlı'yı bile parçalamıştır... İnanç hiç bir yerde, hiç bir zaman ortak kimlik oluşturmamıştır... Ortak kimlik gibi yaşandığı zamanlarda asıl etken otoritedir... Programı izlerken Erol beye karşı yüksek sesle konuşmaya başladım:

 ''Hangi İslam be Erol? Hangi İslam? Tamam, İslam tek, bir... Ancak dünyada ve Türkiye'de İslam artık güç odaklarının eline geçmiş... Bu güç odaklarının her birinin vazgeçilmez, bin yıllık anlaşmazlıkları var... Alevileri bile zorla içinde tutuyorsunuz İslam’ın... Ayrıca bu ülkenin yarısı inanç için İslam’ı, yaşam biçimi için Laik bir anlayışı benimsemiş... O kadar tehlikeli bir yola girmişsiniz ki; Zorla ve asıl siz parçalayacaksınız bu ülkeyi galiba... Nerde sizin bilim adamı titizliğiniz, dikkatiniz...''

İşte böyle bir duygu içinde buldum kendimi... Sakın yanlış anlaşılmasın Göka zaten bana göre ulaşmak istediği yerdedir... Birilerine kendini kanıtlama, yaranma derdi değil onun ki; kendine göre inanç... Bana göreyse Cumhuriyet'i ne olursa olsun eleştirme derdi...

Cumhuriyet belki Türklerle Kürtleri tam kaynaştıramadı... Fakat Cumhuriyet kimliği toplumun her kesimin katıldığı bir iç savaşa da neden olmadı... Yapılması gereken bunu demokratik yollardan sağlamlaştırmak...

Ancak bu kimlik toptan reddedilip, yerine başka bir şey konmaya çalışılırsa bu ülke işte o zaman bölünür... Hem de öyle böyle olmaz bu bölünme: Tam anlamıyla kan gövdeyi götürür...

İşte bu yüzden bir tarafta duruyor gibi duran, akil adamlar, muhafazakar demokratlar, liberaller, eski solcular ve Kürt Solu barış adına ödenecek bedeli iyi düşünmelidir... Bu olayın ikna ediliri, kurnazlığı olmaz... Bu olayların oy üstünlüğü haklılığı olmaz... İnanca ve yaşam biçimine müdahale edilemez... Bu ülke kişi sevgisine feda edilmez…

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..