- Kategori
- Siyaset
Kürtlerin Talepleri ve Açlık Grevleri
- Açlık grevleri sürüyor… Yabana atılacak bir durum değil. En nihayetinde bir takım demokratik taleplerin karşılanması hususunda insanlar bedenlerini açlığa yatırmışlar. Hak taleplerine dair yapılabilecek en uç noktadaki eylemlerin adıdır Açlık Grevi ve Ölüm Orucu eylemleri.
- Siyasal iktidar “Kürt Sorunu” ve “Ergenekon” hadiselerini birbirine karıştırdı… Ergenekon adı altında darbeciler tutuklanmış ve darbecilere karşı yürütülen operasyonlar uluslararası kamuoyu tarafından desteklenmişti. Kaldı ki, Ergenekon Davasında onca hukuksuz yargılama usulleri söz konusuyken, bu hususta siyasal iktidar itibarından bir şey kaybetmedi.
- Ne var ki, KCK operasyonları altında, yasal zeminde siyaset yapmaya çalışan BDP örgütlerinin adeta tasfiyesi süreci yaşandı. Her ne kadar “Terör” kavramı KCK operasyonlarının temel çıkış argümanı olsa da, doğrusu bu ya uluslararası kamuoyu bu operasyonlara destek vermedi. Hukuka aykırı yargılamalar, uzun tutukluluk halleri, ana dilde savunma yapılmasının engellenmesi ve saireler, siyasal iktidarın itibarını bir hayli sarstı.
- Kürt siyasal hareketi uzun zamandan beri devletle amansız bir mücadeleye girişmiş durumda. Gözünü budaktan sakınmıyor. Ana dilde eğitim hakkından, demokratik özerkliğe kadar birçok taleple toplumun karşısına çıktılar. Bu talepleri gündeme taşıyana kadar az da can kaybı vermediler.
- 1990’lı yılları hatırlayın… Doğu ve Güneydoğu’da az Kürt siyasetçisi öldürülmedi. Sadece Özgür Gündem Gazetesi çalışanları ve muhabirlerinden 72 kişinin öldürüldüğünü biliyoruz. Musa Anter, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, Medet Serhat gibi birçok Kürt siyasetçisi, edebiyatçısı, hukukçusu öldürüldü… Binlerce faili meçhul cinayet ise cabası…
- Galatasaray Lisesi önünde toplanan Cumartesi Anneleri’nin kayıp çocuklarının büyük bir çoğunluğu “Kürt Sorunu” bağlamında kaybedilmiş isimlerden oluşuyor.
- Geçtiğimiz seçim dönemini hatırlayın…
- Birçok Kürt siyasetçisinin adaylıkları veto yemiş, vetolara karşı Kürt coğrafyasında yaşayan insanlar sokaklara dökülmüş ve devletin bu antidemokratik uygulamasına tepkilerini meydanlarda göstermişlerdi. Bu eylemlerde ölen Kürt gençleri olmuştu. Ha keza diğer antidemokratik uygulamalara karşı da Kürt çevreleri sessiz kalmadılar. Her antidemokratik uygulama karşısında sokaklara döküldüler, tutuklandılar, öldürüldüler… Ama hiçbir zaman taleplerinden vazgeçmediler.
- Yani demem o ki, Kürtler için ölümden korkmak diye bir şeyin söz konusu olmadığı çok defalar test edildi…
- Kürtler Açlık grevlerinde de bedenlerini sakınmıyorlar.
- Bencileyin Kürtler bu mücadeleden yenilerek çıkmayacaklar. Zira bu saatten sonra da “Geriye dönüş” diye bir şey söz konusu olmayacaktır. Siyasal iktidarın koltuğunu dahi sallayacakları kanaatindeyim. Çünkü daha öncekilerden çok daha farklı düzeyde yürütülen bir eyleme dönüşmüş durumda Açlık Grevleri. Binlerce tutuklu ve mahkûmun katılımıyla kitlesel bir eyleme dönüşecek gibi görünüyor bu eylem…
- Peki ya talepleri…
- Bencileyin Kürtlerin taleplerinde insani olmayan hiçbir şey yok.
- Ana dilde eğitim ve ana dilde savunma hakkı. Abdullah Öcalan’ın tecridinin sonlandırılması, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmesi…
- Bu üç hususta da siyasal iktidarın izlediği yöntemlere hak vermek mümkün değil.
- Ana dilde eğitim zaten temel bir insan hakkındır. Ana dilde savunma hakkı da temel bir insan hakkıdır. Geriye kalıyor Abdullah Öcalan’ın durumu…
- Abdullah Öcalan için çok şeyler söylenebilir. Terörist, Bebek Katili ve saire… Ama “Abdullah Öcalan irademizdir” diyerek imza vermiş dört milyona yakın Kürt var bu ülkede. Kolayına “Terörist” diyerek işin içerisinden çıkılabilecek bir durum değil. Kaldı ki bir de kişiye özel bir takım hukuksal uygulamalar söz konusu ki, bu durumda dahi siyasal iktidar, hukuksal uygulamalarını uluslararası kamuoyuna açıklayamıyor.
- Sonuç bellidir… Doğrular direngendir.
- Kürtler demokratik hakları için bedenlerini ölüme yatırmaktan kaçınmıyorlar.
- Böyle bir iradenin karşısında durabilecek bir siyasal iktidar ben görmedim.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..