Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Kürtleşmek bu işte

Kürtleşmek bu işte
 

Şivan Perver'in Babası Yunus AYGÜN(Viranşehir, Kayalık Köyü 1923)


Doğu'da çağlar boyu yaşanan Türkleşmek ve Kürtleşmek vardır. Kökü mazide olan bu kaynaşma hiç bir gün kesilmemiştir. Bu bağlamda o topraklarda olduğu kadar ülkemizin diğer alanlarında da Kürtleşen milyonlarca Türk olduğu gibi yine Türkleşen milyonlarca Kürt de vardır. İlginçtir ki bu denli kaynaşma bu topraklardaki hiç bir etnik oluşum içeririnde bu yoğunlukta gerçekleşmemiştir. Bu nedenle bu konuları yörede ve hısım akrabalar arasında her konuştuğumuzda 'etle tırnak gibi' olduğumuz ve bizi birbirimize bağlayan en önemli bağın ortak dil Türkçe ile İslam dini olduğu söylenir.

Ziya GÖKALP de bu gerçekleri çok daha ayrıntılı biçimlerde 1922'de yazdığı Kürt Aşiretlerinin Sosyolojik Tetkiki adlı dev eserinde açıklar. Ona göre bulundukları yere ve özellikle güneydeki Arap aşiretlerinin saldırganlık geleneklerinden dolayı en az bin yıldan bu yana Türk, Türkmen ve Kürt toplulukları kendilerini savunmak için aşiretleşmişlerdir.

Toplum Bilimci, şair, devlet adamı ve düşünür Ziya GÖKALP'e göre o süreçte birbirine yakınlık ve nüfus çokluğuna da bağlı olarak bir kısım Türkler Kürtleşmeye, bir kısım Kürtler de Türkleşmeye başlamışlardır. Kentleşme ve eğitim süreçleri yüzünden yöredeki Kürtlerin büyük bir çoğunluğu da Türkleşmiştir, kısaca.

Bu bağlamda az önce seyrettiğim bir haberde yer alan bir konuşmayı bu konudaki son örneklerden biri olması bakımından sizlerle paylaşmak istedim.

Şivan Perver olarak tanınan 1955 doğumlu İsmail Aygün'ün Viranşehir'deki babası 90’lık Yunus AYGÜN: 'Dilim Kürtçe ama ben Türküm!' diyor...

Viranşehir'e bağlı Kayalık Köyü'nde yaşayan baba Yunus Aygün ile anne Hatice AYGÜN, on gün önce Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, oğulları Şivan'ı çok özlediklerini açıklamışlar.

Baba Yunus Aygün oğlu ile en son 1996'da Kuzey Irak'ta görüştüğünü ve Türkiye'ye huzur ve barış gelmesini istediğini anlattıktan sonra, 'Kürtçe konuşuyorum ama Türk bayrağı altındayız. Dilimiz Kürtçe ama ben Türk çocuğuyum. Artık analar ağlamasın, bu güzel ülkemize barış gelsin' diye konuşmuş.

Peki, şimdi soralım:

Batı'nın bazı sömürü tasarılarına da uygun düştüğü bir biçimde bir ulus yaratmak ve yeni bir harita çizmek emeline bağlı olarak bir terör örgütü kurdurarak ya da kurulmuş olan bir örgütü değişik biçimlerde yönlendirerek nice cana kıyanlar bu derece birbiri ile kaynamış bu toplumu nasıl ayrıştırabilirler, bir de bunu düşünelim...

Onların özlerinde yaşayan bu iki ayrı değeri kim nasıl ve hangi hukuk ile ayırabilir değil mi?

Bu işleri kafalarına koyarak yola çıkan 'sözde siyasetçiler' inşallah umduklarını bulamayacaklardır hiç bir zaman.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..