Kusura bakmayın arkadaşlar; anlaşılana kadar yazmaya devam...

Aman allahım, aman yarabbim o ne öfke, o ne sinir, o ne zafer sarhoşluğundan dolayı gözlerin körelmişliği ve de o ne, okuduğunu anlamayamayacak kadar akıl körleşmesi ile karşı karşıya olmak...

Yazılan bir yazıyı tam anlamıyla dört dörtlük olarak anlamadan, sadece ve de sadece sahip olunan önyargılarla okumak, ona göre de yorum yapıp saldırmak... Sanırım herkes Sayın Başbakan'ın hastalığından mustarip, herkes kendi düşüncelerinin tersine bir şeyler söyleyeni yok etmek için çabalama yarışına girmiş... Bu aslında, hayal görme, halusinasyon görme durumu, bu asıl başı kumda olup da onu fark edememe durumu...

Sevgili dostlar, bundan bir önceki yazıma yapılan yorumları okuyunca inanın irkildim, en sade biçimde, en anlaşılır şekilde ve de kelimeleri en düzenli bir biçimde seçerek sunmaya çalıştığım ifadelerimin nasıl olup da öyle anlaşılabildikleri konusunda kafa yormaya başladım sonrada...

İnsanlar ön yargılarını yıkıp, yazılanı anlamaya çalışsalar, Türkiye'de bugün yaşananlar zaten yaşanmayacak ve de böylesine sıkıntıları yaşamıyor olacaktık.

Bu ülkede insanlara kendimi bildim bilili, 13 yaşımdan bu yana (tam 24 yıldır), Özalizmi ve onun eserlerinin ülkeye vereceği zararı anlatmaya ve onun yol açtığı zararların ülkem insanı üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için çaba harcarım ama görüyorum ki bugün dahi aynı anlaşılamama sorunuyla yok yok artık anlaşılamama sorunu demiyorum, karşımdakilerin beni anlayamama sorunuyla karşı karşıyayım.

Sevgili Dostlar, bugünkü terör belasının da, bugünkü cumhuriyet değerlerinden geriye doğru gidişin de tek sorumlusu, Özal denen ve ülkeye çağ atlatacağım derken, eğitimi alt-üst eden kişinin yaptıklarıdır.

Hanımefendiler-beyefendiler, akıllar özgürleşmeden çağ atlamak dedikleri nasıl bir şey olsa gerek, birileri beri gelip anlatıverse bunu.

Görmez misiniz, Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun değerlerinden olan en ufak sapmanın ülkeyi sıkıntılara götürdüğünü, ülkemizin güvenliğini tehlikeye attığını ve ekonomide sürekli kaybeden olduğumuzu.

Daha ne kadar acı çekmemizi istersiniz? Yıllardır bizlere dayatılan istikrar safsatasının sadece ve de sadece bize istikrarsızlık getirip, büyük abilere ve onun içerideki uşaklarına güç verdiğini anlayamaz mısınız?

Ne zaman görür yüreğiniz bunu? Yoksa yüreğinizi sonsuza kadar mı körleştirdiniz, Özalizm denen ve bizi batıran büyünün etkisiyle?

Def edemez misiniz, bu pis büyüyü yüreğinizden, aklınızdan ve de beyninizden? Yaparsınız değil mi, yapacak sınız değil mi? Çocuklarımızın önünü karartmayacaksınız değil mi? Ülkemizi akıllıların da yaşayacağı konuma çıkaramak için yapacaksınız bunu değil mi? Bunu yapacağınıza öylesine inanıyorum ki aynen Mustafa Kemal'in millete inandığı gibi...

Bunu yaptığınız gün göreceksiniz, kuşların ve çiçeklerin ne kadar güzel olduğunu, duyacaksınız kuşların çıvıltısındaki ahengi ve çiçeklerin kokusundaki saflığı ve temizliği... İşte o zaman anlayacaksınız, insan olmanın ne demek olduğunu...